2018 Yılında Gerçekleşen Önemli Bilimsel Gelişmeler

2018 Yılında Gerçekleşen Önemli Bilimsel Gelişmeler

1. Küresel Isınma Limiti

Teorik olarak varlığı 1996 yılında sona ermesine rağmen etkilerini halen yaşadığımız küresel ısınma hakkında CERN bilim insanları tarafından çarpıcı bir rapor sunuldu. Son 5 yıldır yaşanan mevsimsel kaymalar ve olağandışı iklim çeşitlenmeleri, gelecek için 2 derecelik ortalama küresel sıcaklık değişimini öngörmekteydi. Ancak 2018 yılında yayınladıkları bir raporda CERN bilim insanları, aksine ispat yöntemini kullanarak 2 derecelik bir sıcaklık artışı sonrasında milyonlarca insanın ve canlının yaşam alanlarının sular altında kalması, hayvanların neslinin tükenmesi ve su sıkıntısı gibi öngörülen etkilerin 1.5 derecelik bir artışta yaşanmayacağını ispatlayan teorilerini ortaya koydular. Bu bir bakıma fiili olarak da küresel ısınmanın bitirilmesi anlamına geliyordu.

 

2. İlk Hayvansal Organizmanın Keşfi

Keşfedilmiş herhangi bir yerde karasal canlı olup olmadığını anlamanın en iyi yolu karbon testi yapmaktır. Özellikle karbon-36 izotopundan hareketle kimyasal reaksiyonlar gerçekleştirilmekte, bu reaksiyonlar karşılaştırılıp canlı organizmalarla gösterdikleri benzerlikler kontrol edilmektedir. 2018 Ekim ayında daha önceden üzerinde çalışma yapılan ‘Edikara faunası’ adı verilen gizemli canlı türleri üzerinde yeniden birtakım çalışmalar yürütüldü. Edikara faunası için net bir sınıflandırma yapılamadığından bu canlı türü önceleri liken, mantar veya bitki-hayvan arası geçiş formu olarak nitelendirilmekteydi. Yapılan testler, 2018’in Ekim ayında sonuçlarını verdi ve fosilde kolesterol molekülleri bulundu. Bu gelişme bilim insanlarına edikara faunasının bulunan ilk hayvansal tür olabileceği sonucuna ulaştırdı.

 

3. Buz Küpü Deneyi

Kuarkların alt dalı olan nötrinolar, evrenin yapısında yer alan kilit parçalardandır. Nötrinoların en önemli özellikleri ise evrendeki maddelerle etkileşime girmeden radikal serbestlikte bulunabilmeleridir. Yeryüzündeki çoğu nötrino genellikle Güneş’ten gelmektedir. Ancak geçtiğimiz yıl Temmuz ayında, uluslararası bir bilim ekibi tarafından bazı yüksek enerji seviyesindeki nötrinoların Dünya’ya Güneş’ten değil, uzak galaksilerden ulaştığı iddiası ortaya atıldı. Bu bilim ekibi iddialarını fiziksel teorilerle ortaya koyup Langrange diferansiyelleri yardımıyla desteklediler. Teoriden elde edilen sonuçların daha önce Antartika’da yürütülmekte olan Buz Küpü Deneyi sonuçlarıyla paralellik göstermesi, deneyin tekrar gündeme gelmesini ve yüksek enerjili parçacıklar hakkında ilk defa bu kadar net bilgilerin elde edilmesini sağladı.

 

4. Mars ve Ay'da Su Keşfi

2016 yılının Eylül ayında Mars’ta su bulunmasıyla birlikte bilim insanları tarafından Walter-liquit Teorisi ortaya atılmış ve 2017 Ağustos ayında bu teori NASA tarafından tanınmıştı. Teoriye göre toplanan veriler, su buharı ve antizon denilen su benzeri fazdaki maddelerin varlığını güçlendirmekteydi. Bu teori sayesinde Mars’ta çeşitli organizmaların var olduğu, 2017 Aralık ayında matematiksel olarak olmasa da biyolojik testler yardımıyla kanıtlanmıştı. 2018 yılının Temmuz ayında ise NASA bu teoriyi kullanarak Mars’ın Güney Kutbunda 20 km çapında bir göl bulduğunu açıkladı. Bulunan bu gölün su, su buharı, antizon veya su benzeri bir kimyasal maddeden oluşup oluşmadığı ve yapı taşının ne olduğuna dair çalışmalar ise henüz sonuca ulaşmadı. Mars’taki canlı izlerini bulmaya çok yaklaştığımızı açıklayan uzmanlar, kanıtları nerede arayacaklarına dair somut bilgi sahibi olduklarını belirtti. Ayrıca Ağustos ayında Hindistan’a ait bir uzay aracı, Ay’ın Kuzey ve Güney Kutbunda buz izlerine rastlandığına dair veriler bulduğunu yayınladı.

 

5. Uzaydan Gelen Garip Radyo Sinyalleri

25 Temmuz tarihinde Kanada Hidrojen Yoğunluğu Haritalama Deneyi’ndeki araştırmacılar, 580 MHz frekansına sahip bir radyo sinyali kaydettiklerini açıkladılar. Bu sinyal bugüne dek kaydedilmiş en düşük frekansa sahip sinyal olarak tarihe geçti. Kaynağı henüz açıklanamayan bu sinyaller bilim dünyasında heyecan yarattı. Çeşitli radyo patlamaları deneyleri ile eşdeğer frekansta bir sinyal elde edilmeye çalışılsa da konuyla ilgili kayda değer bir gelişme yaşanmadı. Hollanda Radyo Astronomisi Enstitüsü ASTRON’dan Emily Petroff, bu kadar düşük frekanslar hakkında fazla bilgi sahibi olmadıklarını ancak yaşanan bu gelişmenin uzay çalışmaları için bir kilometre taşı olacağını belirtti.

 

6. Ayın Karanlık Yüzünde Bitki Yetiştirme

3 Ocak 2019 tarihinde Ay’ın karanlık yüzüne indiğini açıklayan Çin Uzay Ajansı, 15 Ocak 2019 tarihinde Ay’da ektikleri pamuk tohumlarının yeşerdiğinin müjdesini verdi. Bu gelişme, uzay çalışmaları ve uzayda biyolojik ortamların oluşturulması yolunda atılan oldukça önemli bir adım olmuştur. 

Çin Uzay Ajansı, 16 Ocak’ta ayın -180 dereceye kadar düşen dondurucu bir gecesinde filizleri kaybettiklerini açıkladı. Bu görevi yerine getiren Change 4 uzay aracı, üzerinde patates tohumu ekili toprak, meyve sineği yumurtaları ve maya da olan araç aynı zamanda fiili olarak jeolojik araştırmalarına devam etmektedir. 

 

7. Yapay Zekayı Eğitebilen Başka Bir Yapay Zeka

Yapay zeka gelişimini sürdürmeye devam etmekte. Öyle ki, kendi kendine öğrenebilen yapay zekalar bile yeni yeni ortaya çıkarken, 2018 yılında bir yapay zekanın başka bir yapay zekayı eğitebildiği açıklandı. Deep Learning kapsamında Reinforcement Learning olarak adlandırılan bu çalışmaların temelinde aslında işlemcilerin gücünü artırmak amacı bulunmakta. Firmaların bu alandaki rekabetleri, önce işlemcilerin kendi işlemcilerini oluşturmasına, daha sonra yapay zeka mekanizmalarının bunu öğrenerek diğer yapay zekalara öğretmesine kadar gitmiştir. Bilim dünyasında bu durumun iyi mi yoksa kötü mü olduğuna dair fikir ayrılıkları bulunsa da, yaşanan bu gelişme teknolojinin geleceği için oldukça önemli bir kilometre taşıdır.

 

8. Genetiği Değiştirilmiş Bebekler

Kasım ayında Çin’in Shenzhen şehrinde genetiği değiştirilmiş ilk bebekler dünyaya geldi. Konu ile ilgili araştırmaları yapan ve çalışmaları sürdüren He Jiankui, tüp bebek tedavisi yöntemi sırasında HIV virüsünün hücrelere girişine izin veren CCR5 genini devre dışı bıraktığını açıklamıştı. He Jiankui’nin kamuoyunda oldukça sert tepki toplayan bu açıklamaları sonrasında farklı çevrelerden yalanlamalar gelse de, çalışmanın ve yaşanan gelişmelerin doğru olduğu kanıtlandı. Gen haritası ve gen mühendisliği koruması altında açılan soruşturmada bilim insanının çeşitli milletlerden oluşan bir ekip kurduğunu ve yasalara aykırı olarak insan geni üzerinde değişiklik yapan bir teknoloji kullandığı da ifade edildi. Jiankui ve ekibinin yasalar uyarınca cezalandırılacağını ve annenin gözetim altında tutulacağı açıklandı.