Bir Fikrim Var: Pelet ve Pelet Sobası Üretimi
1. Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Merhabalar Ben Yusuf Güngör 2009 yılında yetenek ve beceri kazanmak için başladığım Anadolu Teknik Lisesi Elektrik Elektronik bölümü Endüstriyel bakım onarım dalında okul birincisi olarak mezun oldum. Birkaç alanda temelimi oluşturup geliştirebileceğim farklı branşlarda ilerledim. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde Makine Mühendisliği (İngilizce) bölümünü okudum. Üniversitemin eğitim dili %100 İngilizce olduğu için iyi derecede İngilizce biliyorum. Kendime ve çalıştığım yerlere katkıda bulunduğum alanlarıma bağlı olarak Bozok Üniversitesi Lisansüstü eğitim Fakültesinde Mekatronik Mühendisliği programında yüksek lisans yapmaktayım. Çalışmalarımla her kurumda fayda sağlayacağımı düşünüyorum.
2. Projenizin ortaya çıkış hikayesini anlatır mısınız?
2016 yılında girişimcilik dersinde proje bazlı olarak araştırmalar yaptığım bir konuydu. Dünya'da küresel ısınma sorunu ile beraber enerji krizi sorunu da mevcuttur. Bu iki sorunun yaşanmaması için yapılacak bir proje araştırmıştım.
3. Projenizi detaylı bir şekilde açıklayabilir misiniz?
Çağımızın en önemli problemlerinden bir tanesi içinde yaşadığımız dünyamızın, küresel ısınma ve çevre kirliliği tehlikesi ile karşı karşıya olmasıdır. Yaygın olarak kullandığımız petrol ve kömür gibi fosil esaslı yakıtlar bu tehlikenin gerçekleşmesini hızlandırmaktadır. Çağımızın bir diğer problemi ise sınırlı kaynaklar ile sınırsız insan ihtiyaçlarını karşılama problemidir. Bu sorunun çözümü noktasında ‘‘iktisadilik’’ kavramı önem kazanmaktadır. Dünyamızdaki birçok kaynak uzun vadede insanoğlunun ihtiyaçlarını karşılayabilecek büyüklükte değildir. Bu yüzden mevcut kaynakları ekonomik kullanmak zorundayız. Dünyamızın ana probleminin çözümüne katkı sağlayabilmek için yenilenebilir ve çevreye zarar vermeyen enerji kaynaklarını kullanmak gerekmektedir. İşte tam da bu noktada gerek doğal olarak elde edilmesi ve kullanımı neticesinde doğaya minimum zarar vermesi, gerekse uzun vadede eko nomik olması nedeniyle alternatif bir enerji kaynağı olarak ‘pellet’ karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada alternatif ve yenilenebilir bir biyoyakıt olan pelet üretiminin Türkiye’ de uygulanabilirliği incelenecektir. Sözlüksel olarak pellet; topak, yumak, tablet, misket gibi anlamlarına gelmektedir. Terminolojik olarak ise; küçük silindirik bir forma sahip olan genellikle 6-10 mm çapında ve 10-50 mm arasında uzunluğu olan, sıkıştırılmış; talaş, odun yongaları, ağaç kabuğu, zirai ürünler, ekinlerin sapları, fındık, badem, ceviz kabukları gibi doğal ürün ve atıklardan elde edilen bir yakıt türüdür. Odun peletleri genellikle testere talaşının sıkıştırılması ile üretilen bir odun yakıtı tipidir. Peletler çok yoğun ve küçük rutubet yüzdesi nedeniyle çok yüksek bir yanma verimliliği ile enerji üretirler. Odun peletleri odun hammaddelerine kıyasla 4 ile 10 kat daha yoğun bir yakıttır. Bu yüksek yoğunluk (650 kg/m3) yoğun bir depolama ve uzak mesafelere uygun ve ucuz nakliyeyi sağlar. Enerji üretmede pellet, fuel-oil, doğal gaz ve elektrikle ısıtma sonucu atmosfere salınan CO2 emisyonlarının kıyaslanması yapılırsa; pellet 68 kg/MW, doğal gaz 228 kg/MW, fuel-oil 342 kg/MW ve elektrikle ısıtma 681 kg/MW’lık değerler elde edilir. Özetle 1 MWh enerji üretmede pellete kıyasla doğal gaz 3 katı, fuel-oil 5 katı ve elektrikle ısıtma ise 10 katı kadar atmosfere CO2 salmaktadır. Bu değerler dikkate alındığında, pelletle enerji üretme ve pellet kullanımı, ülkemizin karbon kotasına büyük katkı sağlayabilecektir. Peletin kül oranı kömürün yanması ile oluşan kül oranı (% 3 ile 20 arası) ve tarımsal bitkiler, otlar ve artıkların kül oranı (% 3 ile 10 arası ya da daha fazla) ile kıyaslandığında çok avantajlı olduğu ortaya çıkmaktadır. Bütün odun türleri pelet üretiminde kullanılabilir. Ancak yumuşak odun türleri (ibreli ağaçlar) pelet için daha uygundur. Çünkü yumuşak odun türleri sert odun türlerinden (yapraklı ağaçlar) daha çok lignin içerir. Lignin doğal yapıştırıcı madde olarak odun bünyesinde bulunur ve pelet üretiminde bağlayıcı madde olarak katkı sağlar. Pelet üretiminde herhangi bir ek katkı maddesine gerek duyulmaz. Sanayi devrimi ile başlayan yoğun enerji ihtiyacı, 20. yüzyılda ileri teknoloji insan hayatını kolaylaştıran ürünlerin ortaya çıkmasıyla daha da ileri boyutlara ulaşmıştır. İnsanoğlu bu enerji ihtiyacını giderebilmek için ilk olarak bilinen enerji kaynaklarına yönelmiştir. En yaygın olarak kullanılan fosil esaslı enerji kaynakları yenilenebilir özellikte olmayıp, rezervlerle sınırlıdır. Ayrıca bu yakıtların kullanılması neticesinde ortaya çıkan CO, CO2, SO2 gibi gazlar doğal düzene zarar vermekte, çağımızın en önemli problemlerinden bir tanesi olan küresel ısınmanın hızlanmasına neden olmaktadır. Sanayi devrimi ile başlayan yoğun enerji ihtiyacı, 20. yüzyılda ileri teknoloji insan hayatını kolaylaştıran ürünlerin ortaya çıkmasıyla daha da ileri boyutlara ulaşmıştır. İnsanoğlu bu enerji ihtiyacını giderebilmek için ilk olarak bilinen enerji kaynaklarına yönelmiştir. En yaygın olarak kullanılan fosil esaslı enerji kaynakları yenilenebilir özellikte olmayıp, rezervlerle sınırlıdır. Ayrıca bu yakıtların kullanılması neticesinde ortaya çıkan CO, CO2, SO2 gibi gazlar doğal düzene zarar vermekte, çağımızın en önemli problemlerinden bir tanesi olan küresel ısınmanın hızlanmasına neden olmaktadır. Bu duruma mukabil olarak özellikle gelişmiş ülkelerde kullanılan nükleer enerji kaynakları yüksek verimliliğe sahip olsalar da yaşam alanımız olan dünya üzerinde oluşturduğu riskler bakımından oldukça tehlikeli bir yöntemdir. Bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda rezervlerle sınırlı olmayan yani yenilenebilir, kullanım sırasında ve sonrasında çevreye en az zarar veren ve tabii ki ekonomik enerji kaynaklarının önemi gündeme gelmektedir. Günümüz modern insanı bugün yaşamını sürdürürken yarınını da düşünmek zorundadır. Bu nedenle kendisine ve çevresine minimum maliyetle maksimum faydayı sağlayacak yeni enerji kaynakları arayışına girmiştir. Bu yeni enerji arayışının bir bölümü rüzgâr ve su gibi yenilenebilir enerji kaynaklarında yoğunlaşmıştır. Bunun yanı sıra diğer alternatif enerji kaynakları da gündeme gelmiş bunlardan pellet, ilk olarak 1970’li yıllarda Kuzey Amerika’da alternatif enerji kaynağı olarak ortaya çıkmıştır. Avrupa’da, İsveç lider ülke rolünü alarak 1980 yılında pellet üretimine başlamıştır. Daha sonra diğer Avrupa ülkeleri pellet üretimine katılmışlardır. Bugün ise Başta Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa olmak üzere dünyada yüzlerce tesiste milyonlarca ton pellet üretilmekte ve alternatif enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır. Kullanım şekli elle dolum ya da otomatik dolum olarak iki alternatif karşımıza çıkmaktadır. Otomatik dolum sistemi; büyük kolaylık sağladığı gibi kül oranının binde beş olması nedeniyle kül boşaltma işleminin ayda bir kere uygulaması da temizlik açısından sunduğu kolaylıklardandır. Bu sistem sayesinde mekânın sıcaklığını istediğiniz dereceye sabitleyebilir böylece israfı da kolaylıkla engelleyebilirsiniz. Kullanımı son derece basit ve kolaydır. Pellet ile ısınma sistemleri iki türlüdür; bunlardan birincisi 100 m2 ile 5000 m2’lik alanlara uyumlu pellet kalorifer sistemleridir. Bir diğeri ise pellet sobalarıdır. Pelleti sobalarda ve kalorifer kazanlarında kullanırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus dağılmış haldeki küçük parçalar haline gelmiş pelletlerin kullanılmamasıdır. Kazanlara zarar vermeden, yakıt tasarrufu sağlayacak şekilde tasarlanmış pellet üretilmeli ve bu pelletler kullanılmalıdır. Modern çağın insanı bugün hayatını sürdürmenin yanı sıra gelecekte de kaliteli bir hayatın zeminini oluşturma çabası içeresindedir. Bu bağlamda tahrip olan dünyamızı zararlı etkilerden korumak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir ortam bırakabilmek için, dünyadaki birçok ülke Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği ve Çerçeve Sözleşmesini imzalamışlardır. Bu sözleşmenin içerisinde yer alan Kyoto Protokolü ile anlaşmayı imzalayan ülkeler atmosferi korumayı taahhüt etmişlerdir. Bu imzalanan sözleşmenin ana maddeleri arasında daha az enerji ile ısınma, atmosfere bırakılan metan ve CO2 oranının düşürülmesi için alternatif enerji kaynaklarına yönelinmesi yer almaktadır. Çalışmamızın ilerleyen bölümlerinde detaylı olarak faydalarına değinilecek olan pellet kullanımı neticesinde ortaya çıkan CO miktarı, yukarıda belirtilen birçok ülke tarafından kabul edilmiş Kyoto Protokolüne göre, kabul edilebilir CO salınım eşik değerinin altında olması nedeniyle modern dünyanın gelişmiş ülkelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Çalışmanın bu bölümünde ülkemizde pellet için yeterli hammadde kaynağının varlığı, hammaddenin taşınması, bu hammaddeyi pellete dönüştürecek fabrikanın kurulumu ve en nihayetinde üretilen ürünün satış ve pazarlanması konuları üzerinde durulacaktır. Türkiye taşkömürü, linyit, asfaltit, ham petrol, doğalgaz, yer gazı gibi fosil kaynak rezervleri ile uranyum ve toryum gibi nükleer enerji kaynakları; ayrıca, su gücü, jeotermal enerjisi, güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, biyokütle enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklar olmak üzere çok çeşitli enerji kaynaklarına sahip bir ülkedir. Türkiye’nin özellikle akışkan fosil yakıtlarının bilinen rezervleri yeterli düzeyde değildir. Kömür, jeotermal ve su gücü enerji kaynağı ise dünya kaynak varlığının % 1’i civarındadır. Bu itibarla, Türkiye enerji ihtiyacının büyük bölümünü ithal etmek zorundadır Çalışmanın önceki bölümlerinde de değinildiği üzere pellet; talaş, odun yongaları, ağaç kabuğu, zirai ürünler, ekinlerin sapları, fındık, badem, ceviz kabukları gibi doğal ürün ve atıklardan elde edilen bir yakıt türüdür. Bundan dolayı, pellet üretmek için tek bir hammaddeye bağımlılık söz konusu değildir. Hammadde teminini için üretim yapılacak bölgenin bitki örtüsüne göre hareket edilmesi rantabl olacaktır. Bu durum aslında pellet üretmenin çok önemli bir avantajını göz önüne sermektedir. Ürün üretmek için gerekli olan hammaddenin üretim sahasına yakın bir yerden temin edilmesi üretim maliyetini önemli ölçüde azaltacaktır. Türkiye bitki çeşitliği bakımından oldukça zengindir. Bu durum ülkemizin pek çok yerinde pellet üretimini kolaylaştırmaktadır. Buna ek olarak pelletin hammaddelerinden olan talaş, orman ürünlerinin işlendiği mobilya vb. eşyalara dönüştürüldüğü fabrika ve atölyelerden temin edilmektedir. Bu fabrika ve atölyeler başta Ankara, Bursa ve Kayseri olmak üz ere ülkemizin çeşitli şehirlerinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bundan dolayı, talaş temini ülkemizin birçok bölgesinden kolaylıkla temin edilebilmektedir. Bir biyoenerji türü olan pelletin üretimini şu şekilde özetleyebiliriz; ağaç atık malzemeleri veya diğer hammaddeler toplanarak değirmenden geçirilmesi işleminden sonra küçük toz haline getirilir. Daha sonra bu küçük toz halindeki ağaç atık malzemeleri ve diğer hammaddeler fırında kurutularak nem oranı düşürülür. Kurutulan malzeme yüksek basınç altında preslenerek pellet haline getirilir. Presten çıkan mamullere soğutma işlemi uygulanır ve oradan da paketleme sonucunda kullanıma hazır hale gelir. Bu işlemlerin uygulanması sonucunda aynı ağaç mamulün yanma ve enerji verimini %300 artırarak doğaya, çevreye ve ekonomiye büyük katkı sağlamaktadır. Müteşebbis kişiler tüm bu organizasyon maliyetine pek tabiidir ki, kar elde etmek için katlanacaklardır. Çalışmamızın bu bölümünde önceki bölümlerde neden üretildiği ve nası l üretileceği konusunda bilgilerine yer verilen pelletin pazarlama ve satış olanaklarına değinilecektir. Çevreye zarar vermeden uzun vadede ekonomik ve üretici için karlı olan pellet üretiminin yaygınlaşması nihai tüketicilerin pellet kullanmaları, bunları yakan, kullanan soba ve kazanları almaları ile mümkün olacaktır. Bu sitemin yürümesi, yaygınlaşması için iyi bir pazarlama ayağının kurulması da zarurettir Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde pellet yakan soba ve kalorifer sistemleri ile pellete rahatlıkla ulaşmak mümkün iken, ne yazık ki ülkemiz için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Sınırlı da olsa Ege Bölgesi‘nde İzmir ve Aydın’da, Akdeniz Bölgesi’nde Adana ve Osmaniye’de, İç Anadolu Bölgesi’nde Konya’da, Marmara Bölgesi’nde İstanbul ve Trakya’da pellet ve bu yakıtı kullanan ısınma sistemlerini satan bayilikler mevcuttur. Alternatif bir enerji kaynağı olan pelleti kullanma sonucu ortaya çıkacak durum; Tamamen atık malzemeden üretildiği için ekonomiktir. Pellet yakıt yanma sonucu oluşan enerjinin %95 oranında kullanımını sağlar, enerji kaybını ortadan kaldırır. Kül oranı %0,5 gibi çok düşük bir oranda olup temiz ve kullanışlı olmasını sağlar. Bu oran diğer yakıtlarda %10–50 arasında değişmektedir buda enerji kaybını artırmaktadır. Yanma sonucunda hiçbir zehirli gaz meydana çıkmadığından zehirlenme tehlikesi yoktur.1 kg Pellet = 5 kW enerji değerinde olup 2 kg Pellet 1 litre sıvı yakıta eşit değerde enerji üretirken üçte biri fiyat değerine eşittir. Sanayide de kullanılması halinde hava kirliliğini büyük ölçüde önleyecek ve sanayide baca filtre sistemleri için harcanan büyük maliyeti düşürecektir. Bu da üreticiye ekonomik anlamda yansıyacaktır.
4. Neden bu projeyi hayata geçirmek istiyorsunuz?
Gelecekte Dünya'da enerji kıtlığı ve su kıtlığı yaşamamak için.
5. Projenizin sektöre nasıl bir fayda sağlayacağını düşünüyorsunuz?
Dünya'yı etkileyecek önemli bir mühendislik dalı haline gelecek konu.
6. Neden size yatırım yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Bu yatırım sadece bana değil ülkemize ve dünyamıza büyük yatırım olacaktır. Türkiye'nin önemli bir enerji ve su krizi ile beraber küresel ısınma sorunu olan dünya krizini engelleme projesi.
7. Projeniz ile ilgili planlarınız ve hedefleriniz nelerdir, 5 yıl sonra projenizi nerede görüyorsunuz?
5 yıl sonra bu projeyi TOKİ köyü projelerinde daha sonra hastanelerimiz ve kamu kuruluşlarında ilerletieceğimizi düşünüyorum. Mühendis tabanlı bir eğitim ile önemli birçok işsiz kalmış mühendis adayları için büyük iş istihdamı oluşturulabileceğiz.
İletişim
https://www.linkedin.com/feed/update/urn:li:activity:7057857008443568128/
05549981417
engineer.yusufgungor@hotmail.com