Havacılık ve Uzay Sanayii ile İlgili Bilmeniz Gereken 6 Yeni Trend
Sıfır-Yakıt Hava Araçları Yakıtsız hava aracı fikri son yıllarda sivil ve sektörel pek çok alanda dikkati çekti. Bu konsept; tarım sektörü, hava fotoğrafçılığı, 3D haritalandırma, yaşam alanı koruması ve uzak alanlara internet erişimi sağlanması gibi alanlarda uygulanabilir.
Peki, sıfır-yakıt hava taşıtları nasıl çalışıyor?
Technavio şirketinin baş-analisti Avimanyu Basu, bu yeni teknolojiyi kısaca şöyle özetliyor: “Sıfır-yakıt hava araçları; solar enerjiyi fotovoltaik paneller aracılığıyla kullanarak motorları çalıştırmak için ihtiyaç duyulan enerjiyi sağlıyor. Güneş enerjisiyle çalışan The Solar Impulse 2, taşıt ağırlığını azaltmak için nano karbon fiber takviyeli yapısal bileşenlere sahip.”
Alandaki son gelişmeler, küresel havacılık ve savunma sektörünü, sıfır-yakıt hava araçları için uzun vadeli yatırım stratejilerine zorluyor. Yapısal Sağlık Takibi (SHM) Yapısal sağlık takibi (Structural Health Monitoring), mühendislik yapıları için kullanılan bir hasar tespit teknolojisidir.
Gelişmiş sağlık denetim sistemleri sayesinde hava araçlarının hasar durumunu anlama ve analiz etme imkanları gittikçe kolaylaşıyor. Sektörün liderleri Boeing ve Airbus gibi şirketlerce de kullanılan SHM, 2009 yılında bir elektrik arızasını merkeze bildirmek için Air France şirketine ait bir jet tarafından da kullanılmıştı. Gelişmiş Uzay İtiş Teknolojileri NASA ve ABD Enerji Bakanlığı’nın yatırımlarıyla geliştirilen, plazma-bazlı roket itiş teknolojisi VASIMR (Variable Spesific Impulse Magnetoplasma Rocket - Değişken Spesifik Dürtüsel Magnetoplazma Roketi) hava sanayiinde umutları yeşertiyor. Bu yeni teknoloji sayesinde, yakıt tüketiminin ciddi miktarda azalması ve uzun vadeli uzay görevlerinin gerçekleştirilmesi amaçlanıyor. Gelişmiş Materyaller Materyallerle ilgili bilimsel gelişmeler hava sanayiindeki üreticilere büyük faydalar sağlayabiliyor. Grafin ve karbon nanotüpler gibi yeni materyaller sayesinde hava taşıtlarında kullanılan kanatlar çok daha verimli hale gelirken yakıt tüketimi ise azalıyor. Bu materyallerden faydalanan MIT ve NASA’daki bilim adamlarının çalışmalarıyla geliştirilen “şekil değiştiren” kanatlar, küçük ve hafif ağırlıktaki alt ünitelerin robotlar aracılığıyla birleştirilmesi ile elde edildiği için, üretim aşamasında da verimliliği arttırıyor. Akıllı Otomasyon ve Blok Zinciri Hava taşıtlarının parçalarının üretilmesi oldukça uzmanlık gerektiren ve karmaşık bir süreçtir. Örneğin, Airbus fabrikalarını ele alalım. Teknisyenler, ufak bir tablet veya akıllı gözlük aracılığıyla imal edilen parçaları inceleyerek doğru boyutlarda üretilip üretilmediğine karar verebiliyorlar. Bu bilgi ışığında, robotik bir kol işi hallediveriyor. Diğer yandan, savunma ve havacılık endüstrisindeki şirketler dijital dünyayı keşfe çıktılar. Blok zinciri teknolojisi gibi yenilikler sayesinde tedarikçiler ile müşterileri arasındaki şeffaflık artarken işlemler de hızla otomatikleşiyor. 3 Boyutlu Yazıcılar Üretim tarihi yakalamakta sorun yaşayan şirketler, gittikçe artan bir hızla 3D yazıcılara sarılmaya başladı. Örneğin Airbus geçtiğimiz senelerde, A350 modelinin 1,000’e yakın parçasını 3 boyutlu yazıcılarla üretmeye başladı. Bu trendin daha da yükselmesi bekleniyor. Üretilen parçalar arasında, kapı kolları gibi düzenli olarak değiştirilmesi gereken parçalar var. Sonraki aşamada uçak parçalarının üretilmesi için kullanılan aletlerin de üç boyutlu yazıcılarla üretilmesi bekleniyor. Bu trendin zaman, maliyet ve uçak ağırlığında büyük katkısı olması bekleniyor. Gelecek Elimizde! Sürekli bir gelişim halindeki yenilikçi teknolojiler sayesinde küçük ve orta büyüklükteki hava sanayii şirketlerinin tedarikçi ağlarını geliştirdiği görülüyor. Gelişen teknolojiler sayesinde hem maliyetler azalıyor hem de yakıt tasarrufu sayesinde çok daha çevreci araçlar üretiliyor. Havacılık ve savunma sanayiindeki yenilikçi gelişmelerin önümüzdeki beş-on yıl içinde hızla artması ve sektörde köklü değişikler yapması bekleniyor.