Hologram Destekli Eğitim: Bilim Kurgu mu Gerçek mi?

Hologram Destekli Eğitim: Bilim Kurgu mu Gerçek mi?

Eğitim sistemimiz, ders çalışma şeklimiz bir önceki yüzyıla göre tamamen farklı. Günümüzde, X Kuşağının yalnızca bilim kurgu filmlerinde gördüğü teknolojileri kullanabiliyoruz. Örneğin, 2015 yılında gençlerin %30’u online eğitimlere başvurdu ve bu sayı, her geçen yıl daha da artıyor.

Artık eğitim çok daha interaktif. İnternet bize online dersliklere katılma, farklı formatlarda hazırlanmış birçok kaynağa ulaşma gibi imkanlar sunuyor. Gelişmeler bununla da sınırlı kalmıyor, 3D ve hologram gibi teknolojilerin eğitim sistemine dahil olmaya başlamasıyla yepyeni bir döneme geçiş yapıyoruz.

Microsoft, Pearson ve Canberra’nın ortak çalışmaları, HoloLens’in üretilmesine ön ayak oldu. HoloLens, artırılmış gerçeklik (augmented reality) sayesinde nesneleri incelemeye olanak veren bir başlık ve sadece eğitim amacıyla geliştirildi. Henüz prototip aşamasındaki başlık, öğrenme sürecini büyük ölçüde geliştirme potansiyeline sahip. Ancak bu haliyle bile öğrencilere birçok fırsat sunuyor. HoloLens’in yardımıyla öğrenciler, her türlü nesneyi parçalarına ayırarak görebiliyor, değiştirebiliyor ve yeniden üretebiliyor.

Öğretmenler, karmaşık yapıları (güneş sistemi, insan vücudu gibi) anlatmakta güçlük çekebiliyor. Çünkü her bir öğrenci, farklı öğrenme tarzına sahip. Dahası, kafalarında şekillendirirken gerçek yapıdan tamamen uzaklaşabiliyorlar. HoloLens, bu problemi çözmek için mükemmel bir araç. Öğretmenler, gerçek bir yapının holografik yansımasını göstererek ve yapıyı ufak parçalara bölerek anlatabilirler. Bu sayede, öğrenciler de kısa sürede ve en doğru şekilde öğrenmiş olurlar. Örneğin, insan vücudunun holografik kopyası üzerinde çalışarak her bir organın nasıl işlediğini, insan vücudunun nasıl bir yapı olduğunu görebilirler.

Holografik mevcudiyet teknolojisi de interaktif online eğitimlere yeni bir boyut kazandırabilir. Tek ihtiyacımız olan bir projektör ve bizi tarayarak online ortama gönderecek bir iletici. Online ortama aktarıldıktan sonra, dünyanın dört bir yanından gelen diğer öğrencilerle aynı sınıfı paylaşabileceksiniz.

Bu teknoloji sayesinde, geleneksel sınıflarda da konuk eğitmenler holografik dersler verebilir. Öğrenciler Microsoft yazılımcılarından, sporculardan, bilim insanlarından, yazarlardan eğitim alabilir. Hatta anlatıcı birçok üniversitede aynı anda ders işleyebilir.

Öğrencileri, öğrenmeye teşvik etmenin yolu onların merak duygularını beslemek ve bir şeylere katıldığını, dahil olduğunu hissettirmekten geçer. HoloLens ve sanal gerçeklik teknolojisini birleştirerek, öğrencilerin sınıfta göremeyeceği durumları deneyimlemeleri sağlanabilir. En iyi yanı da bu teknolojinin her yaştan öğrenciye uygun olması.