Kitlesel Çevrimiçi Açık Ders (MOOC) Nedir?

Kitlesel Çevrimiçi Açık Ders (MOOC) Nedir?

Kitlesel çevrimiçi açık ders (Massive Open Online Course – MOOC), birkaç yıl içerisinde eğitimde en çok konuşulan konulardan biri haline geldi. Kitlesel çevrimiçi açık dersin amacı, üniversite düzeyinde eğitimlere ücretsiz erişilebilmesini sağlamak ve geleneksel üniversite eğitim sistemini tümüyle değiştirmek.

Kitlesel çevrimiçi açık ders hareketi dünyanın önde gelen birçok üniversitesini, açık öğrenme platformları kurarak ders materyallerini çevrimiçi hale getirmeye teşvik etti. Bununla birlikte, kimi ticari girişimler de prestijli üniversitelerle iş birliğine giderek ücretsiz çevrimiçi dersler oluşturmaya başladı. Bu platformlardan bazıları tamamen ücretsizken, bir kısmı sertifika programları için makul ücretler talep etmekte.

Kitlesel çevrimiçi açık ders ya da açık erişim gibi çevrimiçi dönüşümlere katılım, yükseköğretim kurumları arasında giderek yükselmekte. Örneğin, başlatılan kimi açık kaynak eğitim programları, dünya çapında kullanmaya ve başka bir amaca uygun hale getirmeye uygun telif haklarıyla kayda değer miktarda yeni ve kullanışlı eğitim kaynağı sağladı.

Kitlesel çevrimiçi açık derslerin popülerlik kazanması, açık kaynak eğitim yaklaşımını kullanarak yükseköğretim pazarına girmek isteyen girişimcilerin ve büyük şirketlerin de ticari ilgisini çekti. En önemlisi, kitlesel çevrimiçi açık derslerin yükseköğretimdeki potansiyeli hakkında çalışmaları başlattı ve eğitim planlayıcılarını çevrimiçi öğrenmeyi stratejilerine dahil etmeye zorladı.

Bu değişim göz önüne alındığında, yükseköğretim kurumlarının nasıl ayak uyduracağı kritik bir öneme sahip. Hızla değişen bir eğitim pazarında, öğrencilerin farklı ihtiyaçlarına nasıl cevap verecekleri hakkında dikkatli adımlar atmalılar. Yükseköğretim kurumları, kitlesel çevrimiçi açık derslerin ve diğer potansiyel eğitim modellerinin ortaya çıkardığı fırsatlara ve tehditlere cevap verebilecek stratejiler geliştirmeliler.

Kitlesel çevrimiçi açık ders terimi, ilk olarak 2008 yılında Dave Cormier’in “Bağlantıcılık ve Bağlayıcı Bilgi” dersini tanımlamak için kullanıldı. Başlangıçta bu çevrimiçi kurs, yirmi beş kişi için tasarlanmıştı. Ancak 2.300’ten fazla kişi, herhangi bir ücret ödemeden veya kurs sonunda herhangi bir kredi kazanmadan kursa katıldı. 2011 yılında Sebastian Thrun, Stanford Üniversitesinde öğretmekte olduğu “Yapay Zekaya Giriş” dersini çevrimiçi hale getirdi ve 190 ülkeden, 160 binin üzerinde katılımcının ilgisini çekmeyi başardı. O günden sonra, kitlesel çevrimiçi açık dersler kurumların, bireylerin veya ticari kuruluşların ötesinde bir anlama kavuştu.

Kitlesel çevrimiçi açık derslerin asıl amacı, eğitimin önünü açmak ve üniversite düzeyinde eğitimi mümkün olduğunca fazla öğrenciye ulaştırmaktır. Kitlesel çevrimiçi açık dersleri, geleneksel çevrimiçi derslerden ayıran iki temel özelliği vardır:

  • Açık Erişim: Herkes bu çevrimiçi derse ücretsiz olarak katılabilir.
  • Ölçeklenirlik: Bu çevrimiçi dersler, sonsuz sayıda katılımcıya destek olmak amacıyla tasarlanmıştır.

Kitlesel çevrimiçi açık derslerin gelişimi, eğitimde açıklık idealine dayanır. Bu ideale göre, bilginin özgürce paylaşılması; öğrenme arzusunun demografik, ekonomik ya da coğrafi kısıtlamalara takılmadan karşılanması gerekir. Kitlesel çevrimiçi açık derslerin gelişme aşamasında, bu yaklaşımdan etkilenen prestijli kurumlar, çeşitli açık öğrenme platformları oluşturmuşlardır. Ortaya çıkan sonuç, yükseköğretim kurumlarının ve özel kuruluşların çevrimiçi öğrenmede yeniliklerden yararlanmaya çalıştıkları için pazarda daha fazla oyuncuya yol açtığı yönündedir.

Farklı yaklaşımlar, kitlesel çevrimiçi açık derslerin (MOOC), iki farklı yönde gelişmesine neden olmuştur. Bunlardan biri, eğitimde bağlantıcılık modeline dayanan cMOOC yaklaşımıdır. Ortak bilgilerini paylaşmak için sosyal medya gibi platformları kullanan çevrimiçi öğrenci topluluklarından oluşmaktadır. Bir diğeri ise, daha çok davranışçı yaklaşıma dayanan xMOOC’tur. Genellikle üniversiteler veya ticari kuruluşlar tarafından desteklenmektedir. Önceden kaydedilmiş dersler ve sınavlar gibi daha geleneksel öğretim yöntemlerini kullanır.