Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi, Siber Güvenlik Alanında Türkiye’nin Geleceğini Şekillendiriyor
Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi ve Siber Kulüpler Birliği tarafından düzenlenmekte olan eğitim programı çerçevesinde Kasım 2018 tarihi itibariyle, farklı üniversitelerde siber güvenlik eğitimleri verilmeye başlandı. Program kapsamında Şubat ayına kadar; Akdeniz Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi ve Karabük Üniversitesinde, 200’ün üzerinde öğrencinin eğitimi gerçekleştirildi. Şubat ayında ise eğitimler, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi ve Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesinde yapılmaya devam edildi.
Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi tarafından yayımlanan, konuya ilişkin basın bültenine göre, eğitimlere katılım sağlamak isteyen öğrenciler “etkinlik.siberkulupler.com” internet sayfası üzerinden kayıt yaptırabilmekteler.
Savunma Sanayii Başkanlığının destekleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının, özel sektör ve akademi temsilcilerinin katılımı ile teşkil edilen Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi, bir proje olarak SSTEK A.Ş. tarafından yürütülmekte. Markalaşmış yerli ve milli çözümlerle, global siber güvenlik pazarında söz sahibi olma vizyonuyla yola çıkan Kümelenmenin, sektöre yönelik insan kaynağının geliştirilmesi yönünde de çeşitli hedefleri bulunmakta.
Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesinin ilk etkinliği ise HAVELSAN ile iş birliği içerisinde, 30 Temmuz- 3 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen, 5 günlük bir sertifika programı olmuştu. Düzenlenen programda, HAVELSAN mühendisleri, siber güvenlik alanındaki bilgi ve tecrübelerini katılımcılar ile paylaşmışlardı.
Notlar
Alışılagelmiş modern yaşamın ve 21’in yüzyılın bir getirisi olarak bugün, sadece altyapısal nitelikteki alanlarda değil, gündelik yaşamın pek çok noktasında bilgisayar tabanlı ve birbirleri ile temas içerisinde olan sistemlere bel bağlanmakta. Bilişim teknolojilerinin kat ettiği mesafe dolayısıyla IoT (Internet of Things/ Nesnelerin İnterneti) ve Deep Learning (Derin Öğrenme) gibi kavramların tartışılmaya başlandığı günümüzde; ülkelerin ulusal güvenlikleri açısından önemli bir gündem maddesi olarak siber güvenlik alanı, yoğun çalışmalara sahne olmakta.
Geride bıraktığımız 2018 yılında, siber güvenlik alanında ülkemizde ve dünyada yaşanan hareketlilik, STM ThinkTech tarafından hazırlanan raporlara da yansımıştı. Güvenlik güçlerimizin, Özgür Suriye Ordusu birlikleri ile birlikte, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin Afrin bölgesinde bulunan bölücü terör örgütü unsurlarına karşı gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Operasyonu esnasında, Türkiye’yi hedef alan siber saldırılar, Ocak-Mart dönemi raporunda hususiyetle incelenmişti. Raporda yer alan verilere göre; Zeytin Dalı Harekâtı’nın başlaması sonrası, terör bağlantılı ve/ veya motivasyonlu saldırgan gruplar tarafından #OpTurkey etiketi ile ülkemizdeki kamu kurum ve kuruluşlarına siber saldırılar düzenlenmeye başlanmıştı. Bu saldırıların en temelinde ise harekât süresince zemin kaybeden terör örgütlerinin; TSK’nın sahip olduğu üstünlüğü sabote etme, kitleleri tahrik etme ve algı yanılması oluşturma amaçları bulunmaktaydı. Bu süreçte saldırıları gerçekleştiren gruplara ek olarak, sosyal medyada saldırı sonuçlarının ve propaganda mesajlarının paylaşılmasını sağlayan birçok aktör de tespit edilmişti.
Devlet destekli unsurların yanı sıra, terör örgütleri açısından bakıldığında da oldukça çekici bir alan olan siber uzay, normal şartlar altında terör örgütlerine; saldırı düzenlemelerinin fiziksel olarak mümkün olmadığı bir bölgede, elde etme olanakları çok düşük olan KBRN (Kimsayal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer) ajanları gibi enstrümanlarla saldırı yapma olanağı tanımaktadır.
Tüm bu çekinceler dolayısıyla, geride bıraktığımız dönemde, Avrupa’da gerçekleşen DAEŞ terör örgütü saldırıları sonrası, nükleer tesislere karşı yapılması muhtemel herhangi bir terör saldırısının ortaya çıkartabileceği riskler ve alınabilecek önlemler bir hayli konuşulmuştu. Bu örnekten yola çıkıldığında, nükleer enerji santrallerinin bilgisayarla çalışan dijital sistemleri göz önünde bulundurulduğunda, risk faktörlerinin bilgi güvenliğinden ne kadar öteye gidebileceği kolaylıkla anlaşılmaktadır. Üstüne üstlük bu saldırların gerçekleştirilmesi için dışarıdan bir müdahaleye de gerek bulunmamaktadır. Geçmiş dönemde, Türkiye de dahil farklı ülkelerde iç kaynaklı siber saldırılara rastlanmış ve yine STM verilerine bakacak olursak, bu saldırılar dış kaynaklı saldırılara nazaran %46 daha fazla maliyetin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
En nihayetinde ülkemizde, Savunma Sanayii Başkanlığı öncülüğünde, başta Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi, ASELSAN, HAVELSAN ve STM olmak üzere çeşitli kuruluşlarca yürütülen siber güvenlik çalışmaları, ulusal güvenliğimizin gelecekte de tesisi açısından büyük bir önem arz etmektedir.