Grizu-263: Uzay Takımı ile Röportaj
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi bünyesinde çalışmalar yürüten Grizu-263: Uzay Takımı ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Haydi birlikte gözü yükseklerde olan bu gençlerin hayallerini ve umutlarını dinleyelim.
-
Öncelikle kimdir “Grizu-263” ve bu isim nereden geliyor?
Grizu-263, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi bünyesinde öğrenciler tarafından kurulmuş uzay, uydu ve havacılık çalışmaları yapmak amacı ile bir araya gelmiş bir uzay takımıdır. Ben (Çağla Aytaç Dursun) ve Muzaffer Duysal ile birlikte 21 Nisan 2016’da JPL/NASA’da görev yapan Türk Bilim insanı Dr. Umut Yıldız ile bir telekonferans düzenledik. O sıralarda elektrikli araçlar üzerine çalışmalara başlamıştık fakat gözümüz yükseklerdeydi. Bu sebeple Umut hoca, Amerika’daki üniversite öğrencilerinin uzaya bir şeyler göndermek peşinde olduğu söyledi ve bu yönde tavsiyelerde bulundu. Biz de Muzaffer ile birlikte bu yönde adımlar atarak ABD’de American Astronautical Society tarafından NASA, Lokcheed Martin, Kratos Space, Siemens, U. S. Naval Research Laboratory sponsorluğunda düzenlenen CanSat Competition adlı model uydu yarışmasına katılmak için çalışmalar başlattık. 8 kişilik bir ekip kurduk. Bu ekibe de ismini 3 Mart 1992’de Kozlu/Zonguldak’ta meydana gelen bir grizu patlamasında hayatını kaybeden 263 maden şehidinin ismini vermek istedik. Hiçbirimiz Zonguldak’lı değildik fakat burada eğitim görüyorduk. İçimizde Zonguldak’tan bir parça olsun istedik, bir iz taşısın istedik. İsmimizin ağırlığı ve madencilerimizin ismini uzayda yaşatma hayali bizi hep motive etti. Takımımızın özdeyişi ise “Karanlık maden ocaklarından uzayın sonsuz derinliklerine uzanan bir Zonguldak hikayesi…” oldu. Yapımına devam ettiğimiz cep uydumuz Grizu-263A ile madencilerimizin ismini uzayda yaşatma hayalimiz de gerçek olacak.
-
Takımınız kaç kişiden oluşuyor ve sizi bir araya getiren şey neydi?
Takımımız 2016 yılında kurulduğunda 8 kişiden oluşuyordu. İlk kuruluş aşamasında takım arkadaşlarımızı da kişisel arkadaşlarımızdan seçmiş ve yola o şekilde başlamıştık. Fakat bu süreçte takım yönetimi, takım arkadaşı seçimi ve disiplinler arası çalışma adına bir çok şey öğrendik. Yarışmaya ilk katıldığımız sene 40 takım arasına kalarak finallere davet edildik ve ABD’de yarışma fırsatı elde ettik. O sene herhangi bir derece elde edemesek de harika bir deneyim olmuştu bizler için. Sonrasında ise artık takımın kurumsallaşması gerektiğini ve profesyonelce aynı hedefe inanan insanların bir araya getirilerek çalışması gerektiğini düşündük. Bu düşünce doğrultusunda çevrimiçi bir başvuru sistemi ile yeni bir başlangıç yaptık. Başvuru yapmış kişilere çalışmalarımızdan örnekler göstererek çeşitli ödevler verdik ve takım seçimimizi gerçekleştirdik. İkinci yıl takımımızı 15 kişiye çıkarttık. Aynı hedef doğrultusunda bir araya gelmiş bu 15 kişilik takım, ABD’de Dünya 2.liği elde etti. Sonrasında 3. yıl 35 kişi olduk ve 4 farklı projede çalışmaya başladık. 3. yılımızı istikrar senesi olarak adlandırdık ve elde etmiş olduğumuz başarının tesadüf olmadığını, takımımızın sistematiği sayesinde farklı kişilerle tekrar bir Dünya 2.liği elde ederek gösterdik. Şu an 40 kişilik bir takımla inandığımız hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
-
Çalışmalarınız sırasında nasıl motive oldunuz?
En büyük motivasyonumuz hedeflerimiz ve hayallerimiz. Hayallerimiz ve hedeflerimizi gerçekleştirebilmek adına birçok şeyden ödün vererek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Takım arkadaşlarımızın tamamında bu motivasyon var. Çeşitli kırılma anları yaşasak da ekibi bir araya getiren bu motivasyon, başarıya ulaşmamızda bizim en büyük destekçimizdir. Aynı zamanda belirtmiş olduğum gibi ismimizin getirdiği büyük bir sorumluluk ve manevi durum var. Ne olursa olsun asla pes etmeden hedeflerimizi gerçekleştireceğimize tüm takımın inancı çok yüksek. Her seferinde çalışmalarımızın üzerine koyarak ilerlememiz de en büyük motivasyonlarımızdan biri oldu. Cep uydu projesi beni ve takım arkadaşlarımı çok heyecanlandırıyor. Uzayda bir uydumuzun olacak olması fikri bile bizleri mutlu etmeye yetiyor.
-
Uydu projenizi ilk açıkladığınızda ne tür tepkiler aldınız?
Model uydu alanında almış olduğumuz ilk dünya ikinciliğinden sonra artık projemizi büyütmemiz ve kendimize daha da zor hedefler koymamız gerektiğine inanıyorduk. Bu başarıyı kazanırken elde etmiş olduğumuz birikimlerin üzerine koyarak, artık uzaya göndereceğimiz bir uydu üretme fikri tüm takım arkadaşlarımızda oluşmuştu. Ve gönderim maliyeti en düşük standart olan cep uydu fikrini takım olarak benimsedik. Çeşitli ön çalışmalardan sonra projemizi duyurduk ve 2016 yılında bu yola çıkarken aldığımız tepkilere benzer tepkilerle karşılaştık. Zonguldak’ta bu işin yapılamayacağına inanan birçok insan vardı. Fakat bir o kadar da bizlere güvenen, bizlere inanan insanlar vardı. Büyük bir destekle karşılaştık ve bu bizi daha da motive etti. Şu an artık test aşamalarındayız ve uydumuzu yıl bitmeden yörüngeye göndereceğiz. Bu inanılmaz bir heyecan. Aynı zamanda uydu dinleme yetkinliğini bizlere kazandıran uydu yer istasyonu kurulumunu tamamladık. Bu projeler bizim için bir yol ve en çok önemsediğimiz şey bu yolu giderken öğrendiklerimiz ve öğrettiklerimiz. Cep uydu ekibimiz alanında çok iyi kişilerden destekler alıyor ve aynı zamanda takımımıza katılan model uydu birimlerimizde çalışanlara bilgi birikimlerini aktarıyor. Bu sayede ülkemiz için uzay ve havacılık alanında çalışabilecek yetkinlikte insanlar yetiştiriyoruz.
-
Uydunun yapım süreçleri ve testleri hakkında birisinden/birilerinden destek aldınız mı? Size kim/kimler mentorluk yaptı?
Öncelikle bu konuda en büyük destekçilerimiz danışman hocalarımız oldu. Daha sonra da uydu projemizi başlatmadan önce ülkemizde bu alanda çalışmalar yapmış birçok insandan destek aldık. Bu kişilerin başında küp uydular konusunda belki de Türkiye’nin en iyisi olan Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan ve onun ekibinin yönettiği İTÜ Uzay Sistemleri Tasarım ve Test Laboratuvarı’dır. Rüstem Hoca ve ekibi en başından beri en büyük destekçimiz oldu. Bu konuda kendilerine minnettarız. Aynı zamanda Hollanda/TU Delft (Delft University of Technology)’ten Mehmet Şevket Uludağ’dan cep uydular hakkında danışmanlık almaktayız. Bu kişiler bu tip küçük uydular konusunda ülkemizin en iyileri hatta dünya çapında çalışmalar yapan insanlar. Uydu Yer İstasyonumuz için de Amatör Uydu Teknolojileri Derneği (TAMSAT) ve Türk Radyo Amatörleri Cemiyeti (TRAC) Zonguldak Şubesinden Aziz Şuha Tortu Bey’den destek alıyoruz. Hocalarımıza ve destekleyen herkese sonsuz teşekkür etmek istiyorum. Bilgilerini ve deneyimlerini bizlerle paylaşarak desteklerini asla esirgemediler.
-
Ne tür zorluklarla karşılaştınız ve nasıl üstesinden geldiniz?
4 yıllık süreçte bir çok zorluk yaşadık. Öncelikle başlarken herkesi hayallerimize ve hedeflerimize inandırmamız çok önemliydi. 4 yıl boyunca takıma katılan herkesin aynı hedef ve hayaller doğrultusunda birleşmesi ile bir çok problemi aştığımızı söyleyebilirim. Fakat en büyük zorlukları da maddi konularda yaşadık. Bu konuyu da şehrimizin yöneticileri, üniversitemiz ve sponsorlarımızın büyük destekleri ile aşmayı başardık. 4 yıl boyunca bizleri destekleyen bir çok kişi, kurum ve kuruluş oldu. Ülkemizde savunma sanayii konusunda öncü ve yenilikçi işler yapan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A. Ş. de geçtiğimiz yıl bizi destekleyen kuruluşlar arasındaydı. Böyle büyük ve önemli kuruluşlardan destek almak da ayrıca motive etmekte bizleri.
Zonguldak Valisi Sayın Erdoğan Bektaş, Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Çufalı ve Ana Destekçimiz Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T. A. Ş. ‘ye çok teşekkür etmek istiyorum. Tüm maddi zorluklarımızı üstlenerek projelerimizin başarıya ulaşmasında çok değerli katkıları oldu.
-
Hangi Ulusal/Uluslararası yarışmalara katıldınız?
2017, 2018 ve 2019 CanSat Competition model uydu yarışmalarına katıldık ve iki kez üst üste Dünya 2.liği elde ettik. Yarışma temelde üç ana aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşamada kapsamlı bir ön tasarım raporu hazırlanmaktadır. Raporun tamamlanmasının ardından, NASA yetkililerine telekonferansla rapor sunumu yapılmaktadır. Sunumun ardından rapor değerlendirilmekte ve ilk 40 takım yarışmaya davet edilmektedir. Genel olarak yarışmaya ortalama 100’ün üzerinde üniversite ekibi başvurmaktadır. Ardından kritik tasarım raporu hazırlanmakta ve model uydu üretilmektedir. Son aşamada, Amerika Birleşik Devletleri’nde, model uydular uygulamalı uçuşa tabi tutularak süreç tamamlanmaktadır. 2017 yılında ilk kez katıldığımız yarışmada ilk 40’a kalarak finallere davet edildik. Finallerde ise 22. olarak yarışmayı tamamladık. Daha sonraki iki senede de aynı başarıyı göstererek finallere davet edildik ve iki kez üst üste Dünya 2.si olduk. Dünya genelinde 100’ün üzerinde birçok prestijli üniversitenin başvurduğu yarışmada bu başarıyı elde etmek bizler için çok değerliydi.
Aynı zamanda geçtiğimiz yıl TEKNOFEST kapsamında düzenlenen TÜRKSAT Model Uydu yarışmasına katıldık. Bu yarışmada da ilk aşamada 100 üzerinden 100 puan aldık ve finaller sonucunda 97,2743 puan alarak şampiyonluğa ulaştık. Eylül ayındaki ödül töreninde de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan ödülümüzü aldık. Harika bir yarışma süreci geçirdik ve ödülümüzü de devletimizin en büyük makamından almak tüm takımımıza büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Bu vesile ile yarışmanın düzenleyici kuruluşu olan TÜRKSAT’ın Genel Müdürü Cenk ŞEN’e ve onun nezdinde tüm TÜRKSAT çalışanlarına çok teşekkür ediyoruz. Kendilerini aynı zamanda Uydu Yer İstasyonu açılışımızda Zonguldak’ta ağırladık. Uydu projelerimiz ve TÜRKSAT’ın vizyonu ve gelecek projeleri hakkında sohbet etme fırsatı bulduk.
-
Başka projeleriniz var mı?
Cep uydu projemizin başarıya ulaşmasından sonra bu projeyi daha da büyüterek devam etmek istiyoruz. Bu işi ticari bir boyuta taşıyarak ülkemizden yurtdışına yüksek teknoloji ihraç etme hayalimiz var. Bunu gerçekleştirmek için de çalışıyoruz.
Yapmış olduğumuz projelerin yanında çok önemsediğimiz bir Akademi projemiz var. Aslında kendimiz ve ülkemiz için en önemli projemizin bu olduğuna inanıyoruz. 4 yıllık geçmişi ve kazanmış olduğu birçok başarı olan bu ekibin elde ettiği tüm bilgi birikimi ve deneyimin ilkokul, lise ve diğer üniversitelerde eğitim gören arkadaşlarımıza aktarılması için başlatmış olduğumuz bir proje. Bu proje kapsamında birçok lise ve ilkokulda sunumlar ve eğitimler gerçekleştiriyoruz, uluslararası ve ulusal teknoloji yarışmalarına katılan takımlara destek sağlıyoruz. Şu anda yaklaşık iki bin ilkokul, lise ve üniversite öğrencisine, 10’a yakın teknoloji takımına ulaştık. Ülkemizde de son zamanlarda T3 Vakfı ve TEKNOFEST sayesinde ülkemizde teknoloji alanında çalışma yapan öğrenci sayısında artış olmakta. Bizler de buna katkı sunmak adına çalışmalarımızı hızlandırdık. Bu tip projelerin ülkemizin geleceği adına büyük önem sağlayacağına inanıyoruz. Gelecekte yüksek teknoloji alanında çalışacak kişilerin bu yarışmalarla bu yöne adım attığı gerçeğini görmezden gelmek olmaz. Bu sebeple Akademi birimimiz çalışmalarına devam edecek.
-
Vizyonergenc.com takipçilerine ne tür tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Öncelikle vizyonergen.com’u takip eden herkesin yüksek teknoloji üretme hayali olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple de yaptıkları tüm işlerde sonuç odaklı değil süreç odaklı çalışmaları gerektiğini söylemek istiyorum. Yapılan çalışmalarda önemli olanın bu süreçte kendilerine kattıkları akademik ve teknolojik bilgi birikimleridir. Sonuç ne olursa olsun yapılan bu çalışmalar kişilerin geleceğine yön verecektir.
Ek olarak şunları da söylemek isterim. Yapmış olduğumuz bu çalışmalar ve elde etmiş olduğumuz başarılar sonucunda büyük şirketlerde süregelen algıyı da yıktığımızı düşünüyorum. İşe alım süreçlerinde sadece büyük şehirlerde belli başlı üniversitelerden mezun olmuş kişilerin ön plana çıktığı gibi bir düşünce vardı. Bu başarılar sonucunda bu tip düşüncelerin yıkıldığını ve bizler gibi Anadolu’da bulunan üniversitelerde eğitim gören kişilerin de ülkemiz için çok önemli işler yapabildiğini göstermiş olduk.
Tüm bu çalışmaları beraber yürüttüğümüz takım danışmanlarımıza ve takım arkadaşlarıma da teşekkür etmek istiyorum. Başta 4 yıl önce beraber yola çıktığımız takım kaptanlarından olan ve şu an Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nde çalışan Muzaffer Duysal olmak üzere, danışmanlarımız Prof. Dr. Bülent Ekmekçi, Dr. Öğr. Üyesi Hakan Kaya, Dr. Öğr. Üyesi Serkan Karakış, Dr. Öğr. Üyesi Şenol Alan, Dr. Öğr. Üyesi Funda Şehirli, Arş. Gör. Dr. Ferdi Kara, Arş. Gör. Engin Kocaman’a ve takım arkadaşlarım Kerim Uslu, Muhammed Emin Kurt, Cem Zorlu, Durdali Atılgan, Hüseyin Sertkaya, Uğurcan Soruç, Feyzullah Hasar, Çağrı Karaduman, Mahmut Eğriöz, Sedef Özel, Gizem Kübra Yaman, Hafize Akgül, Nevin Maside Tüt, Berşan Zeynep Söder, Osman Turgut, İpek Güzel, Süleyman Ariş, Osman Kemal Serinkan, Halime Pehlivan, Alpay Ergül, Hatice Gülcan Şahin, Adnan Kahveci, Sedef Nur Altay, Nazım Yılmaz, Ömer Öz, Semiha Karamahmutoğlu, Turab Tepebaşı, Umut Can Darıcı, Metehan Okur, Kardelen Şahin, İrem Nur Güler’e çok teşekkür ediyorum.
Grizu-263 Uzay Takımı çalışmaları hakkında daha fazla bilgi almak için https://grizu263.beun.edu.tr sayfasını ziyaret edebilirsiniz.