Ahmet Arda Ersöz: Titan Facia mı? İhmalkârlık mı?

Ahmet Arda Ersöz: Titan Facia mı? İhmalkârlık mı?

Bundan yaklaşık olarak 1 ay öncesinde Titanic gemisine (yakında bundan da bahsedeceğim) doğru dalan Titan adlı batiskaf, dalışından çok uzun bir süre sonra bulunmuştu. Bu durum Dünyayı yerinden oynatmış üstüne bir de tüm batiskaf şirketlerini alarm durumuna geçirmişti. Bunlardan ayrıntılı olarak bahsedeceğim elbette ama gelin önce batiskaf nedir ona bir bakalım. 

Nedir Bu Batiskaf? 

Batiskaf kelimesi Fransızca kökenli bir kelimedir. Kelimenin Fransızca hali  bathyscaphe nin bathýs kısmı derin cahpe kısmı ise gemi anlamını taşımaktadır. Yani batiskaf aslında derin gemi anlamına gelmektedir. Bunun üstüne biraz kafa yorduğumuzda batiskafın derine inen bir gemi olduğunu düşünebiliriz veya TDK’ya göre “denizlerin derinliklerinde gözlem yapmakta kullanılan, özel olarak yapılmış dalgıç sandığı” da denebilir. Peki deniz gemi denildiğinde aklınızda başka bir şey canlandı mı ? Müsadenizle buna ben sizin yerinize cevap vereyim denizaltılar. Peki denizaltılar ile batiskaflar arasındaki fark nedir ? isterseniz bir de bunu inceleyelim.

Batiskaf Ne, Denizaltı Ne?

Batiskaf ve denizaltının aynı olduğu noktalar ikisinin de denizin dibine dalması diyebiliriz. Peki o zaman ikisi de aynı işlevi görüyorsa bunlar arasında farklar neler? Hemen açıklayalım: 

Batiskafların yakıtı bir denizaltı kadar olmaz çünkü batiskafların amacı denizin altını keşfetmektir yani oraları incelemek, araştırmaktır. Denizaltılar bu görev yerine düşmana beklenmeden saldırmayı bekler yani birinde kaşif diğerinde savaş durumu vardır

Batiskaflar suda dalınacak noktaya gemi ile getirilir çünkü yakıtı zaten azdır ancak denizaltılar kıyıdan dalarlar ve çıkarlar. Batiskafların suyun altında kalma süreleri 72 saat yani 3 gündür denizaltılar ise yaklaşık olarak 6-7 gün kalabilirler. Batiskafların silahı olmaz yani bir savunma süresi yoktur 

Sonuncusu ve en önemli farkları batiskaflar genelde serbest piyasa tarafından yönetilir. Denizaltılar ise askeriye tarafından. Bu da batiskaflarda paranın önemli olduğu anlamına gelir yani batiskafların temel amacı para kazanmaktır.

Bu bilgiler batiskafların temelidir ve biz bunların üzerinden ve bazı eklemeler yaparak ilerleyeceğiz 

Titan Neden Battı 

Şimdi maddeler halinde titanın neden battığını inceleyelim 

Madde 1 – Malzeme Kalitesi  

Şimdi sevgili okuyucu deniz, kara, hava ne olursa olsun bir ulaşım sağlıyorsanız en iyi madde olmasa bile kullanılabilecek en iyi malzemeyi kullanmak zorundayız. Misal arabaların dış iskeletini genelde metaller oluşturmaktadır peki biz bu metaller yerine plastik koyarsak ne olur? (Burada olup olmamasını değil ihtimaller olarak değerlendirdiğimi belirtmek isterim) Aracın dayanıklılığı azalacaktır değil mi? İşte normal şartlar altında Batiskaflarda çelik, demir veya titanyum gibi metaller kullanılırdı. 

Bunların kullanılmasının sebebi bu malzemelerin yüksek basınç ortamına dayanabilmesiydi. Peki Titan hangi malzemelerden yapılmıştır? Karbonfiber ve Titanyum karışımından yapılmıştır. Şöyle ki karbonfiber ucuz, esnek, hafif, dayanaklı bir malzeme ama yüksek basınç ortamında bükülmemesinin pek imkanı yoktu neden mi? Çünkü bu malzemeler, yırtılabilir, delinebilir parçalanabilir malzemeler.  Evet yukarda da bahsettiğim gibi karbon fiberin çok iyi yönü var ancak bunlar düşük basınç ortamlarında yani hava araçlarında kullanılabilir ve kullanılması da gayet iyi olurdu ancak yüksek basınçta bu kadar parçalanabilir yapıda olması bir de üstüne malzeme yorgunluğunun da işe girmesi vardı.

Peki bu kadar malzemeler ile bilgileri neden verdin diye sorabilirsiniz işte bunun cevabı ise çünkü OceanGate sınırları zorlamıştı cevabını verebilirim. Siz nasıl yani demeden önce açıklayayım OceanGate tüm bu saydığım malzemeleri kullanmıştı evet peki bu malzemeler bir batiskafta kullanılamaz mıydı ? Elbette hayır kullanılabilirdi ama Titanik batığını yani suyun 3800 metre derinliğinde olan bir batığı görmek için değil maksimum 1500-2000 arasındaki derinliğe inmek için yeterliydi. 

Madde 2 – Teknolojik Aksanlar 

Sevgili okuyucu bu yazıyı yazmadan önce bir çok uçakların, gemilerin, denizaltılarının hatta tankların iç tarafını inceledim ve hiçbirinde Titanın kontrol cihazının ana kumanda olarak kullanıldığını görmedim. Evet senin de anlayacağın üzere Logitech konsolundan bahsediyorum. Yukarda saydığım araçları incelediğimde bazılarının yedek kontrol sistemlerinin (örneğin denizaltı periskobu, tankların üst kuleleri veya bazılarının hedefleme sistemleri bir oyun konsolu ile hedef alınabiliyor.) Yine savaş dronları, bomba imha araçlarını da sayabiliriz. Ancak dediğim gibi bunlar yedek kontrol sistemi ana kontrol sistemi değil. Standart bir bilgisayar oyuncusu iseniz bunların bozulmalarının yüksek olduğunu bazılarının yüksek ısıdan bataryalarının şişip patlayabildiğini biliyorsunuzdur. İşte OceanGate firması bu riski alarak ana yönlendirmeyi Logitech oyun konsolu ile yaptı. Bu da yapılan hatalardan bir tanesiydi. 

Madde 3 – Güvenlik Ve Konfor

Şimdi siz bana diyorsunuz ki yukarıda anlattıklarında bunun içine girmiyor mu hayır girmiyor zira burada insan faktörüne biraz daha gireceğiz. 

Basit bir Google taramasından sonra OceanGate firmasının batiskaflarının içini görebiliyoruz. Buraya baktığımızda çok önemli bir şey bizim dikkatimizi çekmeli o da “kemer”. Evet eğer olurda bakarsanız bu batiskafın içerisinde kemer olmadığını fark edeceksiniz peki bu durumda şu aklımıza gelebilir “Aman zaten denizin içerisindeyiz başımıza ne gelebilir ki e kontrol için kumandamız, yukardan bizi takip eden bir düzine insan var vursak bile fark ediliriz” işte bunun cevabı denizde başınıza her şeyin gelebileceği olmalıdır. Deniz batırmak istediğini batırır yüzdürmek istediğini yüzdürür. Denizin içinde başınıza ne geleceğini bilemezsiniz. Herhangi bir dalga veya bir hayvanın çarpması durumunda veya kontrol panelinde olan herhangi bir bozukluk durumunda sizin bir şey çarpmanız durumunda takla, çakılma veya yukarı doğru ani bir çıkış yapabilirsiniz. Bunun sonucunda ise bazılarının ezilmesi nerdeyse kaçınılmaz olacaktır. 

Madde 4- Sertifika Eksikliği 

Bu yazıyı okuyan sevgili okuyucu sana bir sorum var. Diyelim ki senin bir firman var ve bu firmana eleman alacaksın. Karşına 2 adet eleman koydular birisi bildikleri şeyleri sertifikası ile süslemiş ve sana garanti hizmet sunuyor diğeri ise bildiğini söylüyor ama bildiğine dair net bir delil yok. Kimi işe alırdın? Tahminimce hepiniz sertifikalı olanı seçiyorsunuzdur. İşte OceanGate firmasının derinlere dalmak için bir sertifikası yoktu. Bunu yapmak için başvurabilirler miydi? Evet başvurabilirlerdi ama bu durumda Batiskafları testlerden geçer ve Titanik’e dalamayacak durumda olduğunu söylerlerdi.

Madde 5- Stockton Rush ve Para Sevdası

Bilmeyenler için söyleyeyim Stockton Rush OceanGate’in CEO’suydu tabi titana girmeden önce.  Ve Rush yıllar önce bir danışman ayarlamıştı bu danışman araştıranların da bileceği üzere Rob McCallum idi. Rob McCallum yıllar öncesinde Rush’ı batiskafın güvenilir olmadığını, bu malzemelerin Titanic’e dalmasında sorunlar çıkarabileceğini, bunun insanların canına mal olabileceğini söylemişti. Yazışmların orijinal hali ise aşağıda verildiği gibidir: 

Rob McCallum: Testlerinizde her türlü özeni göstermenizi ve çok ihtiyatlı olmanızı rica ediyorum. Girişimciliği ve yeniliği ne kadar takdir etsem de potansiyel olarak tüm sektörü riske atıyorsunuz. Aracın (Titan'ın) deniz altı seyahatini kaldırıp kaldıramayacağını denemeler belirleyecek; dikkatli ve güvende olun. 

Stockton Rush: Yeniliği durdurmak için güvenlik argümanı kullanmaya çalışan sektör oyuncularından bıktım. "'Birini öldüreceksin' şeklindeki temelsiz çığlıkları çok sık duyduk. Bunu ciddi bir kişisel hakaret olarak kabul ediyorum."

İşte bu konuşmalardan sonra Stockton Rush Titanik’in arkasından denildiği gibi Tanrı bile bunu batıramaz düşüncesi ile yola çıktığını anlayabiliyoruz.

Aynı zamanda James Cameron da Stockton Rush’a “Felaketen giden yoldasınız” adında bir mektup yazdığını BBC de açıkladı.

Yine  2018 de mühendis olarak çalışan David Lochridge batiskaf ile ilgili potansiyel sorunlar için OceanGate’i uyarmış ancak gizliliği ihmal ettiği gerekçesi ile işten atılmıştı. Verdiği rapora göre Titan fazla derinlere ulaştığında yolcular için bir tehidit olacağını söylemişti . Lochridge'un gönderdiği e- postada CEO Stockton Rush'ın denizaltında öleceğinden endişe duyduğunu söylediği ortaya çıktı.  The New Yorker'a göre Lochridge, Rush hakkında "Egosunu yükseltme arayışında kendini ve başkalarını öldürmesinden o kadar endişeliyim ki." yazdı. Ayrca David, Rush’a "O şeyi batırmam için bana para vermene imkan yok." demişti

Başka bir uyarı da  Deniz Teknolojisi Topluluğu’ndan gelmişti Uyarıda, şirketin, yolcuları korumak için dalıştan önce denizaltı prototipini uzman bir üçüncü tarafça denetlenen testlere tabi tutmasının kritik önem taşıdığı ifade edilmişti.

Madde 6 – Para Ve Şöhret  

Efendim anlayacağınız üzere Rush’ı çok kişi uyarmıştı peki normal bir araştırmacı bile bu bilgilere erişiyorken Rush bunları bilmiyor muydu? Elbette biliyordu ancak maalesef ki dünyanın gerçeği olan para ve şöhret onu da etkisi altına almıştı. Güç yozlaştırmış mutlak güç mutlaka yozlaştırmıştı. Para kaybetmemek için sertifika bile çıkarttırmamıştı eğer çıkartmak isteseydi titan yeterli görülmeyecek ve dalamayacaktı. Sırf malzemelerden tasarruf etmek için oyun konsolunu iç taraftaki ana kontrole koydu. Müşterilerin sağlığını düşünmediği için kemer koymadı. Yüksek basıncı, dayanıklılığı göz ardı ederek dış kaplamasını karbon fiber kullandı. Ve işte Stockton Rush kendisi ve diğer binen 4 kişinin tabutunu işte böylece kurmuş oldu.

Titan Nasıl Battı ?

Titanın neden battığını öğrendikten sonra gelelim bir sonraki konu olan nasıl batmasına. Saat 04.00 da harekete geçmesi beklenen Titan 08.00 da harekete geçti. Bunun sebebi kronikleşen hatalar veya başka sebebi olabilir. Bunun sebebini bilmek zor ancak her seferden önce bir arıza çıktığını biliyoruz. Hep şans eseri çözülen sorunlar vardı ve bu seferde şansına çözülmüştü. 250 bin dolar verilerek batiskafa binenler ise Stockton Rush, Paul-Henri Nargeolet, Hamish Harding, Shahzada Dawood ve oğlu Suleiman’dı . Saat 08.00 da ise tüm bu insanlar içi tam anlamıyla mezar olan bu alete bindiler. Tam anlamıyla diyorum çünkü Titanın kapakları içerden açılamıyordu (Gerçi 3800 metre derinlikte açıldığında kurtulamayacağınız yüzde yüz ama neyse). Neticede tüm yolcular bindiler kapı kapatıldı. Saat 08.03'deki görüntüler internette var o anda Titanik’in yanındalardı. 

Titan ana kontrol gemisine 15 dk da bir metin belgesi gönderiyordu durumunu kontrol etmek için.  Dalış 120 dk olacağı için bundan 8 adet göndermesi gerekiyordu ancak 7 tane gönderdi 8.nin zamanı geldiğinde ortada sinyal falan yoktu. Dalış 7 saat sürecek tahmini olarak saat 15.00 da çıkacaklardı. Daha önce de aynı durum yaşanmış ama başarıyla çıkmıştı titan bu seferde aynı şeyin olması umuduyla gergin bir bekleyiş sardı. Ama olmadı araç yüzeye çıkmamıştı. Bu süreden saat 18.20 ye kadar sahil güvenliğe haber verilmemiş yine bir umut beslemişti yüzeydeki ekip. Lakin titan yüzeye çıkmayınca sahil güvenliğe haber verildi ve arama kurtarmaya başlandı. En büyük problem tabi ki oksijen problemi idi 96 saat olan oksijenin 10 saati geçmişti ertesi günde havadan ve sudan arama kurtarma çalışmaları devam etmişti. Kayıp olayından 2 gün sonra bir kanada uçağı olan Lockhed P-3 Orion yüksek frekanslı vurma sesleri tespit etti. Diğer sonar uçakları da bunu tespit etmişti gerçi ama neye ait olduğu tespit edilemedi. Artık mevzu ulusal bir yarışa dönmüş gibi idi ancak düşlenen gerçekleşmedi. Titan bulunamadı. 3. güne geçildiğinde artık hiçbir umut kalmamıştı oksijenleri bittikleri kesin oldukları için ölümleri duyuruldu. Cesetler için araştırmalar sürdü tabi. Neticede Titanik’in bi kaç yüz metre ötesinde titan bulunmuştu lakin implosion geçirmiş yani kendi içine çökmüştü işte Brezilya dizisi gibi olan hikaye böyle bitti.