Bir Fikrim Var: Orman Yangınlarına Müdahale
1. Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Mert Rıza Yılmaz. Karabük Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği 4. sınıf öğrencisiyim. Savunma teknolojileri, rf elektronik, haberleşme ve yenilenebilir enerji konularına ilgim var. Diğer mühendislik dallarına bakarak veya çevresel gözlem yaparak bakış açımı değiştirmeyi, araştırma yapmayı ve bunların neticesinde çözüm odaklı bir mühendis olmayı hedefliyorum. Doğa bizim evimiz olduğu için düşündüğüm her projede ve çözümde doğanın faydasına olacak ve bir problemin başka bir noktaya ötelenmediği veya başka bir problemin doğmayacağı projeler ve çözümler düşünmeye özen gösteririm.
2. Projenizin ortaya çıkış hikayesini anlatır mısınız?
Son zamanlarda çıkan orman yangınları ve ileride daha sık aralıklarla çıkması olası orman yangınları böyle bir projeyi düşündürdü.
3. Projenizi detaylı bir şekilde açıklayabilir misiniz?
Ormanlık alanların her 500 metre karede bir (veya bu sayı değişebilir) 30 -40 metre genişliğinde beton yollar ile birbirinden ayrılması. Bu ayrım, arazözlerin veya büyük itfaiye araçlarının ormanın derinliklerine girmesini kolaylaştırmak ve aradaki uzaklık sayesinde yangını belirli bir bölgede muhafaza altında alınmasını kolaylaştırmayı sağlayacak. Hatta beton bloklar içine su boruları döşenerek yangın anında, yangına anında müdahale edilebilmesi sağlanabilir. Beton yol düz olacağından yaban hayvanlar üstünden kolayca geçebilir veya orman bütünlüğü kopmayacak şekilde müdahalesi kolay yapılabilecek noktalara bu yollar yapılmayarak yaban hayatın birbiriyle etkileşimine devam etmesi sağlanabilir.
4. Neden bu projeyi hayata geçirmek istiyorsunuz?
Ne kadar çok ekipman olursa olsun bu yangınların kontrol altına alınması çok zor oluyor. Ormanın derinliklerine girmek zorlaşıyor. Ayrıca Akdeniz ormanları gibi ormanlar yanmaya çok müsait hatta kendi varlığını devam ettirebilmek için tohumlarını saçması, asalak diğer türlerden kurtulması gerekiyor. Bu da yangın sayesinde oluyor. Yangın sayesinde tohumları patlıyor ve saçılıyor, diğer asalak türler yok olarak geriye ormanın asıl sahibi ağaçların tohumları kalıyor. Ancak iklim krizi öyle bir noktaya geldi ki daha tohumlar olgunlaşacak fırsat bulamadan orman yangınları çok sık olmaya başladı. Tıpkı olgunlaşmadan avlanan balıklar gibi üreme fırsatları olmuyor. Projenin asıl amacı bu sıklaşan yangınları azaltmaktır.
Şunu da unutmamak gerekir Karadeniz ormanları ise kesinlikle yanmaması gereken ormanlarımızdır. Güneş ışınları kırık cam parçaları sayesinde kuru dallara odaklanması sonucu artan hava sıcaklığının da etkisiyle kuru otların daha kolay tutuşması ve kendini bilmezlerin yaktığı mangal ateşi yangıları körüklemektedir. Bu proje Karadeniz ormanlarımız yanmadan uygulanabilir. Kısacası orman yangınlarına müdahaleyi kolaylaştırıp kontrol altına alınmasını sağlamak için böyle bir düzen kurularak orman parsellere ayrılabilir.
5. Projenizin sektöre nasıl bir fayda sağlayacağını düşünüyorsunuz?
Ekosistemin çökmesini, can ve mal kayıplarını önleyebilir. Özellikle yangın söndürme uçakları çok pahalı bu sistem söndürme maliyelerini düşürebilir.
6. Neden size yatırım yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Geleceğimizi koruma altına almak için. Orman olmazsa oksijen dengesi bozulur, arılar ve diğer böcekler azalır ise yiyecek hiçbir şey bulamayabiliriz. Şu unutulmamalı ormanlar giderse yatırım yapacak pek de bir şey kalmayacak.
7. Projeniz ile ilgili planlarınız ve hedefleriniz nelerdir, 5 yıl sonra projenizi nerede görüyorsunuz?
Orman yangınları şiddetlenerek artacağı için müdahalenin kolay yapıldığı bu sistem ormanları ayakta tutabilir. Ekosistemin çöküşü önlenebilir. İnsan eliyle bozulan doğa kendi haline bırakılırsa kendini toparlar ancak gelinen nokta geri dönülmez durumda, iklim faciaları giderek artacağından ve insanlar doğanın parçası olmaya devem edeceğinden bu tarz iklim krizlerinin insan eliyle çözülmesi gerektiğini düşünüyorum.
8. Okurlarımıza iletmek istediğiniz düşünceleriniz var mı?
İnsan eliyle oluşan iklim krizi insan eliyle düzeltilmezse veya iyileştirmek için müdahalede bulunulmazsa her şey için çok daha geç olabilir. Dünyada yaşayan her bireyin “bana ne” demeden elini taşın altına koyması gerekiyor. “Parasını ödüyorsam bu su benim istediğim kadar harcarım.”, “Çöpümü dökerim çöpçü temizler, yapacak görevi!”, “Mangal yaparım kime ne.” Gibi bencil söylemlerden vazgeçerek acı gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Şu an büyük sermayeler iklim krizlerinden etkilenmiyor olabilir hatta afet bölgelerine fazladan satış yaparak daha çok besleniyor olabilirler ancak ve ancak doğa olmazsa insan olmaz, insan olmaz ise sermayenin batacağı unutulmamalıdır.