Denizin Ortasındaki Mücadele: Das Boot (Mukaddes Vazife) Filmi

Denizin Ortasındaki Mücadele: Das Boot (Mukaddes Vazife) Filmi

Das Boot, 1981 yılında önce altı saatlik bir mini dizi olarak yayınlandı. Lothar – Günther Buchheim’in aynı adlı romanından uyarlanan dizi, 1982 yılında 145 dakikalık bir film olarak beyaz perdeye taşındı. Bu fazlasıyla kırpılmış hali, Das Boot’un mevcut en kötü versiyonuydu. Buna rağmen altı dalda Oscar’a aday oldu. Film epey problemliydi, çünkü yalnızca aksiyonu içeriyordu. Bu raddeye nasıl gelindiğini veya karakterlerin değişimini gösteren hiçbir şey yoktu. Bu, 1982 versiyonu başarısız yapan özelliğiydi. Das Boot, bir Hollywood aksiyon filmi değildi. Daha ziyade, Almanların “Vergangenheitsbewältigung” kavramıyla, yani “geçmişleriyle yüzleşmesiyle” alakalıydı. Acı verici bir savaş haline giden uzun, epik bir yolculuktu.

1997 yılına gelindiğinde, yönetmen Wolfgang Petersen, filmi yeniden kurguladı. Gösterime giren Das Boot: Director’s Cut 210 dakikaydı. Petersen, neredeyse dizinin başlangıç ve bitiş jeneriklerini kaldırmış ve diziyi olduğu gibi filme dönüştürmüştü. Önemli savaş sahnelerinin öncesi ve sonrası için yeni sahneler çekmişti. Karakterlerin değişimi net bir şekilde gözler önüne seriliyordu. 1997 tarihli Das Boot, diğer hepsinden çok daha üstün ve başarılı bir versiyondu.

Film, VIIC Tipi U-96 denizaltısında görev yapan bir ekibin kurgusal hikayesini ele alıyordu. Ancak, karakterlerin bireysel hikayelerinden ziyade, başından sonuna kadar U-96’nın bir görevine odaklanıyordu. Denizaltının bir Fransız üssünden denize açıldığı kısa bir açılış sahnesi ve sonlara doğru bir yakıt ikmal sahnesi vardı, ancak filmin geri kalanı sıkışık alt bölümde veya köprüde geçiyordu.

Çekim yapmak için düzenli bir ortam bulmak mümkün değildi. Bu nedenle, görüntü yönetmeni Jost Vacano kamerasını denizaltının bir ucundan öbür ucuna sürükledi, güvertedeki engelleri aştı ve dar açıklıklara kamerasını yerleştirmeyi başardı. Özellikle denizaltının kontrolden çıkışını uzun sekanslarla göstermeyi tercih etti, böylece mürettebat kadar biz de orada sıkışıp kaldığımızı hissediyorduk.

Das Boot için çalışmalara 1979 yılında başlandı. Proje bir süreliğine rafa kaldırılmadan önce, birkaç Amerikalı yönetmenden birinin projeyi devralacağı konuşuluyordu. Nihayetinde yönetmen koltuğuna Wolfgang Petersen oturdu. Gerçek hayatta U-96’yı komuta eden Heinrich Lehmann – Willenbrock ve U-219’un ikinci kaptanı Hans – Joachim Krug filmin danışmanlığını üstlendi.

Filmin bütçesi, 32 milyon Alman markıydı (yaklaşık 18,25 milyon dolar). Bu nedenle, Alman sinema tarihindeki en pahalı filmler arasında yerini aldı. Çekimler için U-96 denizaltısının mock-up’ı inşa edildi, sualtı bombalarını simüle etmek için, denizaltı 45 derece eğildi ve hidrolik aparatlarla sarsıldı. Petersen, U-bot’un yapısal detaylarına karşı ilginç bir takıntıya sahipti. Mock-up’ta kullanılan her bir vidanın, İkinci Dünya Savaşında kullanılan tipte olduğuna dikkat çekiyordu. Bunu başarabilmek için, İkinci Dünya Savaşı esnasında Lothar – Günther Buchheim’ın çekmiş olduğu U-96 fotoğraflarından faydalandı. Buchheim bu fotoğrafları, 1976 tarihli U-Boot Krieg (U-bot Savaşı) adlı anı kitabında yayımlamıştı.

U-96’nın dış mock-up’ı küçük bir motorla hareket ettirilen bir kabuktan ibaretti ve Fransa’nın La Rochelle kentinde bulunuyordu. Bir sabah, prodüksiyon ekibi mock-up’ın demirlediği yere gitti ve denizaltıyı bulamadı. Sonradan, mock-up’ı The Raiders of the Lost Ark (Kayıp Hazine Avcıları, 1981) filminin çekimleri için Steven Spielberg’in kiraladığı öğrenildi. İletişimdeki bir kopukluk nedeniyle, ekip bu konuda bilgilendirilememişti.

İnşasından sadece birkaç hafta sonra, mock-up fırtına esnasında hasar gördü ve battı. Prodüksiyon ekibi, son sahneler için mock-up’ı kurtardı ve tamir etti. Cebelitarık’taki yüzey sahneleri için tam boyutlu bu mock-up kullanıldı; ancak Douglas SBD Dauntless, roketler ve bombardıman uçağı gerçekti.

Çekimler esnasında, oyuncuların gün ışığına çıkması olabildiğince kısıtlandı. Böylece oyuncuların, normal bir denizaltı görevinde yer alan mürettebatın solgunluğuna erişmesi amaçlandı. Bunun yanı sıra, bütün oyuncu kadrosuna denizaltı eğitimi verildi.

Yoğun kurgudaki problemlere rağmen, Wolfgang Petersen’in yönetmenliği ders niteliğindeydi. Filmde çoğunlukla yakın planlar veya sıkıştırılmış ikili, üçlü planlar kullanmıştı. Ses kullanımı da filme başka bir boyut ekliyordu. Saldırılar sırasında, denizaltı patlamalarla sallanırken umutsuzca yankılanan çığlıklar ve öfkeyle yağdırılan emirler duyulabiliyordu.

Ünlü yönetmen Francois Truffaut, savaş karşıtı bir film yapmanın imkansız olduğundan bahsederdi, çünkü filmler, savaşı heyecanlıymış gibi gösterirdi. Ancak, Das Boot savaşın bütün korkunçluğunu gözler önüne serebilen nadir filmlerdendi.