Bir Fikrim Var: Gıda Geri Dönüşüm Vakfı
1. Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Ben Adnan Bilgiç, 20 yaşındayım. Yıldız Teknik Üniversitesi Biyomühendislik 3. sınıf öğrencisiyim. Bilim ve Sanat Merkezi mezunuyum. Bilsem'in kattığı vizyon sayesinde uzun yıllardır çeşitli projeler üretiyorum. Gördüğüm sorunlar çözümleri ile birlikte gelirler. Okullarda aldığımız eğitimi yetersiz buluyorum. Bu sebeple kendimi okuyarak, araştırarak, düşünerek eğitiyorum. Gelişmiş motor becerilere ve yüksek algıya sahibim. Bütün bunlarla birlikte projeler üreterek dünyada iz bırakmayı hedefleyen biriyim.
2. Projenizin ortaya çıkış hikayesini anlatır mısınız?
Projemin ortaya çıkışı Hult Prize 2020 proje yarışmasına katılmamla oldu. Her sene Hult Prize için seçilen farklı temalardan 2020 senesinin teması "Gıda İsrafı" olmuştu. Bu tema doğrultusunda ekibimle bir proje geliştirdik ve ilk etap olan kampüs etabına geliştirdiğimiz proje ile katıldık. Ancak kampüs etabında 3. olarak bir üst tura çıkamadık ve yarışmaya devam edemedik. Projeyi hazırlarken anlaştığımız kuruluşlar oldu ve 669 kişinin katılım sağladığı bir anket ortaya çıkardık. Bu nedenle emeklerimizin boşa gitmemesini istediğimiz için projemizi hâlâ hayata geçirmeye çalışıyorum.
3. Projenizi detaylı bir şekilde açıklayabilir misiniz?
Projemizde oluşumumuzu bir vakıf çatısı altında toplamaya karar verdik. Bunun sebebi ise küresel ölçekte bir etkinliğe kavuşabilmek, gıda israfını engelleme isteğimizin kişisel çıkar için değil kütlesel çıkar için olduğunu göstermek ve vakıf olmanın getireceği ayrıcalıklardan yararlanmaktır. Vakfımızın ismi Gıda Geri Dönüşüm Vakfı, kısaltması ise GIGADEV'dir. Sloganımız "Çöpün Karnı Acıkmaz"dır. Sloganımızın mesajı; çöpe attığımız gıdaların bir duyguları, istekleri olmadığı ancak o çöpe attığımız gıdalara muhtaç insanların duyguları ve istekleri olduğu, bu duyguları ve istekleri gözetmemiz gerektiğidir. Vakfımız gıda israfını üç şekilde ele alıyor:
- Atık oluşumunu engelleme,
- Oluşan atıkların değerlendirilmesi,
- Sosyal sorumluluk projeleri.
Atık gıdayı ise yine üç şekilde ele alıyoruz:
- Kullanılabilir gıda,
- Kullanılamaz atık,
- Engellenebilir atık.
Kullanılabilir gıdalar, oluşan atıkların değerlendirilmesi başlığında değerlendiriliyor ve bu gıdaların insanlar tarafından tüketilmesi sorun teşkil etmeyenleri vakfımızın tesisleri/restoranları ya da anlaştığımız başka vakıf/kurum tesislerinde "Gigadev İsrafa Karşı Menüler" başlığı altında hazırlanan menülerde kullanılıyor. İnsanlar tarafından tüketilemeyecek durumda olan elma, havuç, marul gibi gıdaları anlaştığımız at çiftliklerine temin ediliyor ve sosyal sorumluluk projeleri başlığı altında temin ettiğimiz gıda karşılığında at çiftlikleri çocuklar için haftanın belirledikleri bir günü ücretsiz at binme eğitimi veriyorlar ve ağacı yaşken eğitip atık oluşumunun engellenmesine katkı sağlıyoruz. Kullanılamaz gıdaların bitki kökenli olanları, oluşan atıkların değerlendirilmesi başlığı altında organik gübre yapımına katılıyor böylece bitkiden bitki elde etmiş oluyoruz. Elde ettiğimiz bu organik gübreleri çok düşük fiyatlardan çiftçilerimize ulaştıracağız. Böylece atıkların engellenmesinde marketlerle anlaşıyoruz ve son kullanma tarihi yaklaşan ürünlerin müşteriler tarafından satın alınmasını teşvik ediyoruz. Teşvik edilmiş ürünler satın alındıkça hem marketler zarar etmemiş oluyorlar hem de gıda israfı bir nebze engellenmiş oluyor.
4. Neden bu projeyi hayata geçirmek istiyorsunuz?
Bu projeyi çikolata tarlalarında çalışıp da çikolatanın tadını bilmeyen çocuk kalmasın, baklavacının önünden geçerken nefsine hâkim olamayıp da çocuklar hırsız olmasın, insanlar karda kışta aç ve muhtaç kalmasın, kimsenin canının çekip de yiyemediği bir şey olmasın diye hayata geçirmek istiyorum. Birleşmiş Milletler tarafından dünyada üretilen gıdanın yarısının çöpe atıldığı söylenmekte. Hepimize yetecek kadar yiyeceğe hiçbirimizin muhtaç olmaması için bu projeyi hayata geçirmek ve israfın olmadığı bir dünyada yaşamak için bu projeyi hayata geçirmek istiyorum.
5. Projenizin sektöre nasıl bir fayda sağlayacağını düşünüyorsunuz?
Projem bir sektöre değil bastığımız toprağa, soluduğumuz havaya bağlı. Gıda israfı demek su israfı, açlık, ekolojik dengenin bozulması, çölleşme, yaban hayatının ve türlerin zarar görmesi demek. Vakfımız, yaşanabilir bir dünya için yapılması gereken ne ise yapmaya gayret edecek.
6. Neden size yatırım yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Hult Prize yarışmasına katılırken rakiplerimiz hep şirket olmayı tercih ederlerken ben vakıf olmamız gerektiğini savundum ve vakıf olarak yapılandık. Vakıf değil de şirket olup, gıda israfını bütünü ile ele almayıp gıda israfının bir parçasına müdahale ederek de yolumuza devam edebilirdik. Böylece daha az iş yükü ve daha fazla kişisel kazanç elde ederdik. Ancak bu projeye hazırlanırken edindiğimiz bilgiler ışığında gıda israfının boyutlarını ve zararlarını görmek, bu işin kişisel kazanç uğruna değil kitlesel kazanç uğruna olması gerektiğini kesin bir şekilde gösterdi. Bu bilgiler olmasa dahi ben bu görevin icra edilmesinden kişisel kazanç sağlamak istemezdim. Bu işte kişisel kazanç, dünya üzerinde aç ve muhtaç kimse kalmadıktan sonra ön plana çıkar. Ben bu projeyi meslek, kazanç kapısından daha çok bir dava olarak görüyorum. Bu dava uğrunda kişisel kazanç beklemeden günün 24 saatinin 25'inde durmadan yılmadan çalışabilirim.
7. Projeniz ile ilgili planlarınız ve hedefleriniz nelerdir, 5 yıl sonra projenizi nerede görüyorsunuz?
5 sene içerisinde kesinlikle vakfı kuracağıma inanıyorum. Bunu belki destek alarak gerçekleştiririm belki destek almadan. Ancak bildiğim tek şey; bu vakfı eninde sonunda kurup insanlığa faydalı bir hizmet sunacağım. Vakfımızın öncelikli planı kurulduktan sonra yapılacak reklam çalışmaları ile gönüllüler, sponsorlar ve bağışçılar kazanmak olacak. Ardından kurumların kapıları çalınacak ve misyonumuzu anlattıktan sonra destekleri konusunda anlaşma yapılacak. Böylece gönüllülere, kurumlara ve maddi güce ulaştıktan sonra restoran/tesis kurma, iş verme, ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunma, toplumu bilinçlendirmek için etkinlikler, oturumlar veya sosyal sorumluluk projeleri düzenlemek gibi operasyonlara başlanacak. Öncelikli hedeflerimiz arasında ihtiyaç sahibi insanlara yapılacak yardımlar ve gıdanın israfının maksimum düzeyde engellenmesi olacak. Dünya çapında bir etki alanına sahip olmak istiyoruz ancak öncelikli odaklanacağımız bölge Türkiye olacak. Bu sorunu önce Türkiye'de çözmek istiyoruz. Ayrıca Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma amaçları; Açlığa Son, Sorumlu Üretim ve Tüketim, İklim Eylemi, Karasal Yaşam amaçlarına katkıda bulunmayı hedefliyoruz.