Türk Savunma Sanayiinin Sorunları ve Gelecek Planları, TSSK 6. Proje Pazarı’nda Konuşuldu
İlk olarak 2014’te hayata geçirilen TSSK (Teknokent Savunma Sanayii Kümelenmesi) Proje Pazarı etkinliğinin 6’ıncısı bu yıl, 25 Şubat tarihinde, ODTÜ (Orta Doğu Teknik Üniversitesi) Kültür ve Kongre Merkezi’nde icra edildi. Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı, SSB (Savunma Sanayii Başkanlığı), TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu), ASO (Ankara Sanayi Odası), SaSaD (Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği), ODTÜ, ODTÜ Teknokent ve Teknokent Savunma Sanayii Kümelenmesi tarafından düzenlenen etkinliğin bu yılki teması “ihracat ve yerlileştirme” olarak belirlendi. Etkinlikte konuşmaların haricinde, savunma sanayii alanında ana yüklenici, ana-alt yüklenici ve alt yüklenici konumunda hizmet vermekte olan pek çok firma da fuaye alanında sergi faaliyetlerini gerçekleştirdiler.
Proje pazarının açılış konuşmalarını sırasıyla; TSSK Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Öktem, HAVELSAN A.Ş. Operasyonlar Genel Müdür Yardımcısı Ümit Güney, ASELSAN A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı ve MGEO (Mikroelektronik Güdüm ve Elektro-Optik) Sektör Başkanı Prof. Dr. Sezai Elagöz, ASO Başkanı Nurettin Özdebir, SSB Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ve ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Zeyrek yaptılar.
Anka insansız hava aracı, Atak Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri, Altay tankı, MİLGEM Ada sınıfı korvetler, Göktürk-1 ile Göktürk-2 uyduları, Hürkuş Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı ve Hisar hava savunma sistemlerinde TSSK üyesi firmaların ürünlerinin kullanıldığını söyleyen TSSK Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Öktem, gerçekleştirdiği konuşmada; üye firmaların bu gün itibariyle çoğunluğu lisans üstü eğitim derecesine sahip 2.500’e yakın Ar-Ge personeli istihdam ettiğini, 365 aktif Ar-Ge projesinin bu şirketler tarafından yürütülmekte olduğunu kaydetti. Ayrıca, halihazırda çoğu KOBİ (Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler) ölçeğinde olmak üzere 140’ın üzerindeki üyesi ile TSSK’ya, Türk savunma sanayiinin dikey yerlileştirme aşamasında büyük rol düştüğünü işaret ederek, üye firmaların 2017 sonu itibariyle savunma ve havacılık alanında 1, 4 milyar liralık ciroya ulaştığını da vurguladı. Öktem sözlerini, etkinliğe katkıda bulunan bütün kuruluşlara teşekkür ederek sonlandırdı.
ASO Başkanı Nurettin Özdebir ise yeni bir dünya düzenin kurulduğunu söylediği konuşmasına, bu düzenin merkezinde ise bulunduğumuz bölgenin olduğuna vurgu yaparak devam etti. Dünyanın en büyük 100 savunma sanayii şirketi arasına giren ASELSAN A.Ş., Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş., ROKETSAN A.Ş. ve STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. firmalarının her dördünün de Ankara merkezli olduğuna dikkat çeken Özdebir, Türkiye’nin yüksek teknoloji üretiminin %20’sini Ankara’nın gerçekleştirdiğini not etti.
Sözlerine, 6. Proje Pazarına katılmaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getirerek başlayan SSB Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ise Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki sanayileşme stratejisi, insan kaynağı yönetimi ve ihracat faaliyetleri ile ilgili olarak gerçekleştirdiği konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Savunma sanayiimizin bilinen bir gelişim süreci mevcut. Bu alandaki ihtiyaçlarını 90’lı yıllara kadar hazır alım yoluyla gideren Türkiye, daha sonrasında başlatılan savunma sanayiinde yerlileşme hareketine paralel olarak, lisans altı üretim ve ortak üretim projelerine başladı. Özgün platformlar geliştirme alanındaki gayretlerimiz ise 2000’li yıllar ile birlikte ortaya çıktı.
Ancak içinde bulunduğumuz bu zaman diliminde, savunma sanayiinin yine bir başka evresine giriyoruz. Çünkü bu ürünleri tamamlamamızla birlikte, karşımıza başka sorunlar çıkmaya başladı. Özgün platformların geliştirilmesiyle, ürün gamımızı oldukça genişletmiş olsak da hala teknolojik derinlik alanında belirli eşiklerin aşılması gerekiyor. Sektör olarak, henüz katetmemiz gereken uzun mesafeler olduğunu unutmamalıyız.
Önümüzdeki yıllarda insan kaynağı ve finansman konularının, Türk savunma sanayiinde, öncelikli gündem maddesi haline gelmesi muhtemeldir. Ülke olarak insan kaynağı konusunda, diğer ülkelere nazaran büyük sıkıntılarımız olmadığı kanaatindeyim. Gençlerin mühendislik alanına yönelmediği, mühendislik alanına yönelenlerin de savunma sanayii alanında çalışmak istemediği ülkelerden, tarafımıza iletilen insan kaynağı konulu iş birliği taleplerini, bu söylediklerimin kanıtı olarak görebiliriz. Türkiye’de en iyi öğrenciler, mühendislik alanında çalışmayı seçiyorlar.
Ancak çalışan insan kaynağının kalifiye hale getirilmesi de oldukça önemli bir konu olarak karşımızda duruyor. Kümelenmelerimize bu noktada büyük görevler düşmekte. Özellikle de üniversiteler ile entegre olan TSSK gibi kümelenmelerimiz, gerçekleştirecekleri çalışmalar ile sektörün geleceğini tayin edebilirler. Zira öğrencilerimizin hem kendi hocaları ile temas halinde akademik çalışmalarda bulunmaları hem de kümelenme firmalarında görev almaları, insan kaynağımızın sektöre kanalize edilme sürecini hızlandıracaktır.
Savunma sanayiimizin geleceği açısından önemli olan bir diğer husus ise TSSK 6. Proje Pazarı’nın da odak noktasını teşkil eden yerlileştirme çalışmalarıdır. Malumlarınız olduğu üzere, savunma sanayii ürünlerinde farklı oranlarda yabancı alt sistemler kullanılıyor. Bu alt sistemler ihracat faaliyetlerinde, geride bıratığımız dönemde çeşitli problemler yaşamamıza sebep oldu. Savunma sanayii ürünlerimizin alt sistem bazında azami ölçüde yerlileştirilmesi gerekliliği biraz da buradan ileri geliyor. Gerçekleştirilecek olan yerlileştirme çalışmaların, belirli bir model etrafında şekillendirilmesi de yine yerine getirmemiz gereken bir diğer zorunluluk.
Savunma sanayii sektöründe kullanılmakta olan bir tedarik piramidimiz mevcut. En üstte ana entegratör firmalarımız, onların altında alt yüklenicilerimiz, onların altında KOBİ firmalarımız/yan sanayimiz/kümelenmelerimiz ve onların da altında üniverisitelerimiz/araştırma kuruluşlarımız var. Bu yapının bugün belirli bir mesafe katetmiş olduğunu ancak henüz istediğimiz seviyeye ulaşmadığını söyleyebiliriz. Tedarik piramidimizin oturması için de herkese görev düşüyor. Bu eşik aşıldığı takdirde, çok daha başarılı işler yapılacaktır.
Her ne kadar şu anda donanımsal üretim konusunda iyi bir noktada olsakta, katma değerli ürün üretme ihtiyacımız dikkate alındığında tasarım ve teknoloji konularında sektörün kabiliyetlerinin geliştirilmesi gerekiyor. Bu ihtiyaca cevap verebilmek amacıyla SSB tarafından, sanayi katılımı/offset programları yürütülüyor. Bu çalışmalar sayesinde hem yabancıların ülkemizde yatırım yapması hem de ana entegratör firmaların kümelenmeler ile yan sanayiye iş vermeleri sağlanıyor.”
Konuşmasının devamında ise global savunma ve havacılık pazarına dair değerlendirmelerini paylaşan Şeker, Türk savunma sanayiinin artan ihracat başarısına da değindi.
Açılış konuşmalarının ardından etkinlikte, üç oturum halinde Türk Savunma ve Havacılık Sektörünün Geleceği Paneli, İhracat Paneli ve Yerlileştirme Paneli düzenlendi. İlave olarak Prof. Dr. İlber Ortaylı Türk savunma sanayii tarihi konulu bir konuşma gerçekleştirdi.