Askeri Teknolojiler ve Yapay Zeka
Cep telefonlarımızdan mutfak robotlarımıza kadar her yerde farklı şekillerde yapay zeka ile içli dışlı yaşamaktayız. Roketli sistemlerle birlikte askeri teknolojilere de giren yapay zeka her ülkede farklı şekillerde değerlendirilmektedir. Bunun altındaki en büyük etmen ise ülkelerin teknoloji ile olan bağlantılarıdır. Yapay zeka başta olmak üzere her türlü teknolojik gelişim, ülkelerin bakış açılarına ve bu teknolojilere olan uygunluklarına göre etkisini değiştirmektedir.
Temelinde yapay zekanın otonom sistemlerde üç farklı nesil olarak geliştiğini görebiliriz. Birincil nesil daha basit ve ilkel hali olarak adlandıracağımız robotik sistemlerin ön tabanlı problem çözümüne yönelik geliştirilen yazılımlara denilmektedir. İnsana karşı satranç oynayan bilgisayarlar veya bir eşyanın gideceği yere en optimum nasıl ulaşacağını hesaplayan yazılımlar bu gruba örnek olarak verilebilir. Bu sistemde yer alan yazılımların öğrenme kabiliyeti oldukça düşük, maliyeti ise günümüz koşullarına göre oldukça yüksektir.
İkinci nesil yapay zeka ürünlerine baktığımızda onu öncekilerden ayıran en önemli özelliklerinin başında matematik ve istatistik olmak üzere öğrenme temelli algoritmalara sahip olmasıdır. Veri analizliği, veri işlenmesi, görüntü işlenmesi, modelleme teknikleri ve matematiksel yazılım ünitelerinin gelişiminin arttığını görebiliriz. Bu nesil ile birlikte makine öğreniminin temellerinin atılması günümüzdeki yapay zekanın da temelini oluşturmuştur.
Üçüncü nesi yapay zekalar ise ikincilerden yola çıkarak artık kendi istatiksel verilerini sağlamakta ve kendi yazılım süreçlerini yönetebilmekte. Bu bağlamda gerçek dünya problemlerinin çözümü için daha güvenli ve net yanıtlar sunabilmekte.
Ülkelerin kendi savunma sanayilerine olan katkılarını ve etkilerini de yapay zeka çerçevesinde değerlendirmemiz gerekmektedir. Sadece ülkemiz değil pek çok ülkenin savunmalarında yerli silahlarına öncelik vermesi ve yerli yazılım hareketinin giderek genişlemesi bizlere geleceğin askeri teknolojisinin nasıl olacağı hakkında bilgi vermektedir.
Üçüncü nesil yapay zeka teknolojilerinin aktif şekilde değerlendirildiği askeri teknolojiler ise genellikle eğitim ve test aşamalarında sıklıkla kullanılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine baktığımızda birincil nesilden üçüncül nesile kadar her türlü teknolojik unsurdan yararlanıldığını görmekteyiz. Halihazırda operasyonel anlamda kullanıma hazır tutulan SİHA’lar birincil nesil yazılıma sahip yapay zeka teknolojileridir. Bu unsurların kontrol mekanizmaları ve otomatik pilot gibi özellikleri doğrudan bu yazılımların aktif şekilde yararlanılması sayesindedir.
Üçüncü nesil dediğimiz bu teknolojilerin de son zamanlarda İHA sistemlerinde sıklıkla tercih edildiğini görmekteyiz. Dost ve düşman tanıma sistemi olan IFF verilerinin işlenişi doğrudan bu yazılımlara bağlıdır. Bu teknolojik mekanizmaların dayandığı iki temel nokta vardır: büyük veri analizi ve algılama sistemleri.
Günümüzde radarlar, ultrasonik cihazlar, roketler ve lazer gibi araçlar, algılama sistemlerinin gelişimine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu unsurların milli imkanlarla üretilmesi şeklinde bir yaklaşımı bulunmaktadır. Bu bağlamda başta ASELSAN ve Roketsan olmak üzere yerli savunma sanayii alanında önde gelen firmalarla işbirliği yapılmıştır. Her türlü ArGe çalışmaları Silahlı Kuvvetler bünyesinde değerlendirildikten sonra envantere eklenmektedir. Bu nedenle üçüncü nesil yapay zeka gelişimleri devam ettikçe askeri anlamda da gelişmeler görülecektir.