Orta Amerika Medeniyetlerinin Keşfi: Ulusal Antropoloji Müzesi
Meksika’nın başkenti Meksiko’da yer alan Ulusal Antropoloji Müzesi, dünyanın en büyük antik Meksika sanat koleksiyonunu içermekte ve aynı zamanda Meksika'nın yerli grupları hakkında etnografik sergiler sunmaktadır. Mezoamerika’daki (Meksika ve Orta Amerika) kültürel bölgelerin her birine adanmış salon ve etnolojik sergileri bünyesinde barındırmaktadır.
1875 yılında Kral XII. Alfonso, bugün Antropoloji Müzesi olarak bilinen Anatomi Müzesi’nin açılışını yapmıştır. Madrid'de bu tür bir müze olması fikrini bulan Segovia merkezli doktor Pedro González Velasco’dur. Müze binası, Cubas Markiği tarafından tasarlanmıştır. O zamanlar koleksiyon, modern taksonominin kurucusu Carl Linnaeus tarafından belirlenen üç doğal krallıktan (mineral, hayvan ve bitki) alınan fiziksel antropoloji ve teratolojiden örnekler, antikalar ve etnografik nesnelerden oluşmaktaydı. Müze tam anlamıyla, 15. yüzyıldan itibaren soylular arasında popülerlik kazanan “ilginç nesneler kabini” (cabinet of curiosity) idi. Dr. González Velasco’nun ölümünün ardından Hükümet binayı ve koleksiyonları satın almıştır. Takip eden yıllarda müzeye Afrika, Amerika, Asya, Avrupa ve Okyanusya halklarının kültürlerine ait sayısız nesne eklenmiştir.
Müzenin girişine yakın ilk dış mekan sergisinde, bilinmeyen nedenlerle terk edilen Teotihuacan kentinin büyük ölçekli bir modeli bulunmaktadır. Teotihuacan, M.S. 100 ile M.S. 700 yılları arasında hüküm sürmüş, Aztek öncesi ileri kültürlerden birisidir. Kente “Teotihuacan” adı, kenti terk edilmiş haliyle bulan Aztekler tarafından verilmiştir. Kentin ilk kurucularının kimler olduğu bilinmemekle birlikte, kentte sonradan Zapotekler ve Mistekler gibi Maya topluluklarının da yaşamış olduğu arkeolojik kazılarda çıkan glifler ile anlaşılmıştır. Teotihuacan’ın en büyük yapıları olan Büyük Güneş ve Ay Piramitlerinin bir zamanlar 200 bin kişinin yaşadığı yerler olduğu ve tıpkı eski Roma’daki gibi, birçok farklı etnik kökenden insanın bulunduğu mahalleler kurulduğu düşünülmektedir.
Teotihuacan toplumuna ait, görülebilecek en önemli eserlerden biri de ölüm tanrısı Mictlantecuhtli heykelidir. 1964 yılında Güneş Piramidi’nin önünde yapılan kapsamlı kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Heykelin başının etrafındaki hare, birçok Mezoamerikan uygarlığında, ölüm ve yeniden doğuşunun bir simgesi olarak algılanan Güneş'in doğuşunu ve batışını temsil ettiği düşünülmektedir. “Ölüm diski” olarak da anılan heykelin, Güneş Piramidi'nin yapılışı sırasında yaşamını kaybeden insanlar için bir anıt olduğu iddia edilmektedir. Bir diğer teori ise bölgede sıkça yaşanan deprem ve volkanik patlamalar nedeniyle güvenliği güvence altına almak için tanrılara bir adak olarak dikilmiş olabileceğidir.
Müzenin hemen girişindeki sergiler, Orta Meksika'da doğan kültürleri kronolojik sıraya göre göstermektedir. Saat yönünün tersini takip ederek dolaşıldığında, kültürlerin zaman içerisinde nasıl değiştiğine dair bir fikir edinmek mümkündür. Bu sergilerdeki en ilgi çekici eserlerden biri şüphesiz, Aztek döneminden kalma “Güntaşı”dır. 1790 yılında Metropolitan Katedrali’nin inşaatı sırasında gün yüzüne çıkarılmıştır. 24 ton ağırlığındaki bu görkemli arkeolojik eseri, Azteklerin kullanım amacıyla ilgili birçok teori ortaya atılmışsa da ortak bir sonuca varılamamıştır. Buna rağmen, Ulusal Antropoloji Müzesi’nin en sembolik eseridir. Aztek döneminden kalma ikinci önemli eser, 16. yüzyıldan kalma Aztek Xochipilli heykelidir. 19. yüzyılda Meksika’nın en yüksek ikinci dağı olan Popocatépetl’in tabanında keşfedilmiştir. Heykel, Aztek sanat, oyun ve dans tanrısı olan Xochipilli'nin figürünü betimlemektedir. Etrafına oyulmuş bitkiler ve duruş biçimiyle konumu güçlendirilmektedir. Uzak kültürel deneyimleri detaylandıran büyüleyici bir Mezoamerikan heykeli örneğidir.
Müzenin ikinci katında, Maya uygarlığına ait eserler sergilenmektedir. Bunlardan en önemlisi, 1952 yılında arkeolog Alberto Ruz tarafından keşfedilmiş olan Kral Pakal’ın mezarının replikasıdır. Chiapas bölgesinde bulunan Mayalılara ait Palenque kentindeki Yazıtlar Tapınağı’nda bir yeraltı mezarı keşfedilmiştir. Tapınağın girişindeki 620 yazıt deşifre edildiğinde buranın Kral Pakal’ın mezarı olduğu anlaşılmıştır. Bilim insanlarına göre, Kral Pakal’ın mezarının keşfi, tarihsel açıdan Firavun Tutankamon’un mezar odasının keşfiyle eşit öneme sahiptir. Sembollere göre 12 yaşında Maya İmparatorluğu’nun başına geçen Kral Pakal, 80 yaşında ölene dek 68 sene boyunca hüküm sürmüştür. Ulusal Antropoloji Müzesi’ndeki replika mezarda, Kral için yeşim taşından yapılmış cenaze maskesini ve boncuklarla süslenmiş birçok kişisel eşyasını görmek mümkündür.