Otomasyon Çağında Online Öğrenmenin Önemi

Otomasyon Çağında Online Öğrenmenin Önemi

Otomasyon çalışma şeklimizi değiştirebilir. Etkisi henüz tartışmaya açık olsa da birkaç yıl önce bilim kurgu filminden çıkmış gibi duran olaylar, bugün muhtemel bir olasılığa dönüştü. Otomasyon, günlük çalışma hayatımızı çevreleyen çoğu işi gereksiz kılabilir. Dahası, robotlar sadece mavi yakalı işleri değil, bilişsel görevleri de otomatikleştirdiği için beyaz yakalı işleri de etkileyebilir. 

“Yeteneklerin Geleceği: 2030 Yılında İstihdam” raporuna göre, finans ve diğer idari sektör çalışanlarının gelecekteki talep ihtiyacının düşük olduğunu ortaya koyuyor. Aynı rapor, müşteri hizmetleri ve satış sektörlerinde de insan çalışanların sayısının azalacağını belirtiyor. Beyaz yakalı çalışanlar için çıkan sonuç açık: “Yeteneklerini geliştir ya da belirsiz bir geleceğe hazırlan.”

Ne var ki, şirket ölçeğinde yetenekleri geliştirmek için yine teknolojinin kendisine ihtiyaç duyuluyor. Şirketlerin birçoğu online öğrenmeyi destekliyor ve önümüzdeki yıllarda, kurumsal online öğrenmenin küresel pazarda payını artıracağı öngörülüyor. Ancak araştırmacılar, kurumsal eğitim sektöründe online öğrenmenin hızlı büyümesine rağmen, kalitesinde eşdeğer bir iyileşmeyi garanti etmediğini belirtiyorlar. Çünkü, katılımcılardan genellikle meslekleri bağlamında eğitim almaları bekleniyor, bu da günlük işleri sebebiyle kolaylıkla dikkatlerinin dağılmasına, konsantrasyonlarının bozulmasına neden oluyor.

Beyaz yakalıların, yapay zeka sonrasında değişen çalışma koşullarına ayak uydurması için teknoloji şartsa, öncelikle online öğrenmenin etkileşim sorununun çözülmesi gerekiyor. Sık sık, yüz yüze öğrenme yerine online eğitimin daha hızlı, ucuz ve kullanışlı olduğunu duyuyoruz. Hepsi doğru, ancak çalışanların dikkatini çekmek için yeterince ilgi çekici değiller. Çalışanların aktif olarak katılmaya değer görmesi için, online eğitimlerin kişisel fayda sağlayacağına inanmaları gerekiyor.

“Değer Unsurları” piramidi, herhangi bir ürün veya hizmetin değerinin, ne türde ihtiyaç duyulduğunu gösterir. Bunlar; işlevsel, duygusal, yaşamı değiştiren veya sosyal etkidir. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nde olduğu gibi, bu ihtiyaçlar birbirlerinin üzerindedir.Temel ihtiyaç olarak işlevsel piramidin en altında, sosyal etki ise en üstte yer alır. Bu yaklaşıma göre, online öğrenme yalnızca en temel, yani işlevsel ihtiyaçları giderir: Bilgilendirir, zaman ve para tasarrufu sağlar ve eğitime katılmak için harcanan çabayı azaltır. Hepsi önemlidir, ancak beyaz yakalıların dikkatini çekebilmek için piramidin üst sıralarına çıkmamız gerekiyor. 

Online öğrenme, beyaz yakalılara; giderek daha rekabetçi ve otomatize edilmiş bir çalışma ortamında başarılı olmalarını sağlayacak yetkinliklerle donatma ve bu sayede müşterilerinin, iş arkadaşlarının ve kendilerinin hayatlarını iyileştirme vaadi verebiliyorsa dikkat çekici olacaktır. 

Bunun için de öncelikli olarak, online öğrenmeyi bilgi aktarımı için bir araç olarak görmeyi bırakmalı ve davranış değişikliği için bir platform olarak görmeye başlamalıyız. Bunun için ise öğrencileri yeni beceriler uygulamaya teşvik eden çevresel faktörlerden faydalanılabilir. 

Sonuç olarak, online öğrenme zaman ve para tasarrufu sağlar. Hatta doğru uygulandığı takdirde, işimizi kurtarabilir. Bu otomasyon çağında, insan öğrenmesini yaygınlaştırmaya yardımcı olacak en yenilikçi ve etkili eğitim programlarını sunan kuruluşlar ise günün sonunda en büyük avantaja sahip olacaklardır.