Savaşın Geleceği : Muharebe Sahasının ve Savunma Endüstrisinin Dönüşümü
Savaşların kapsam alanı, niteliksel unsurları ve nedenleri hususunda tam olarak fikir birliği sağlanamamıştır. Ancak savaşın durağan bir olgu olmadığı, içinde bulunduğu dönemin sosyo- ekonomik, siyasal ve toplumsal şartlarına göre şekillendiği kabul edilmektedir. Günümüzde geleneksel savaş tekniklerinin kullanıldığı konvansiyonel savaşlar düşüşe geçerken hibrit, asimetrik ve post - modern savaş türleri daha yaygın hale gelmeye başlamıştır.
Yeni savaşların yalnızca devletler ve ordular arası çatışmayı içermediği yaygın olarak kabul edilmektedir. Günümüzde devletler, isyancılar ve terörist gruplar arası çatışmaların artış gösterdiğini, medya kanallarının da aynı silahlar gibi bir savaş aracı haline geldiğini ve bu iletişim kanallarının yeni bir muharebe alanı veya cephe gibi kullanıldığını söyleyebiliriz. Siber savaşlar , vekalet savaşları ve hibrit (melez/karma) savaşlar gibi pek çok yeni nesil savaş türü, savaş ve savunma endüstrisinin dönüşümünden etkilenmektedir.
Muharebe ve savunma alanında da yenilikçi teknolojiler, dönüşümün tetikleyici ögelerinden biridir. Muharebe alanında etkin bir güce sahip olmak isteyen devletler savunma teknolojilerine geliştirip AR-GE çalışmalarını desteklemektedirler. Devletlerin teknolojik yönelimleri çatışma ortamını ve çatışmanın şiddetini şekillendirme hususunda önemli bir etkiye sahiptir. Devletlerin savunma ve havacılık alanındaki teknolojik gelişmelerin artışını takip etmesi ve ordusunun yenilikçi teknolojilerle donatılmasını istemesi ülkeleri savunma teknolojileri alanına yoğunlaşmaya yöneltmiştir.
Adını sıkça duymaya başladığımız “Endüstri 4.0” kavramı 4. Endüstri Devrimi’ni yani dijital üretime geçişi ifade etmektedir. Endüstri alanındaki bu dönüşüm havacılık ve savunma şirketlerinin süreçlerine dijital dönüşümü dahil etmeleri için adeta bir katalizör görevi görmüştür. Savunma sektöründe meydana gelen bu değişimi ifade etmek içinse “Endüstri 4.0” kavramına gönderme yapılarak “Savunma 4.0” kavramı kullanılmaya başlamıştır.
Savunma 4.0 ile birlikte yeni ve ileri teknolojiler, yenilikçi üretim süreçlerini desteklemektedir. Savunma 4.0 aracılığıyla savunma sektöründe ihtiyaç duyulan kabiliyetlerin elde edilmesi beklenmektedir. Bir örnekle açıklayacak olursak geçmiş teknolojilerle sahip olduğumuz uçuş verilerine erişme, yakıt tüketimi verimliliğini sağlama gibi becerilerimiz, Savunma 4.0 ile birlikte, var olan teknolojiye ek olarak, parça ve sistemlerin arızalarını öngörülebilecek potansiyele erişecektir.
Endüstri 4.0 ile teknoloji trendleri arasında yerini alan, yapay zeka teknolojileri ile savunma alanında yeni ve otonom hava taşıtlarının gelişimi desteklenecek, blok zinciri teknoloji ile bilgi şeffaflığı ve veri takibi sağlanacak, dijital gerçeklikler (artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve karma gerçeklik) vasıtasıyla eğitim faaliyetleri daha etkili ve daha az maliyetli bir biçimde yürütülebilecektir.
Gelişen ve dönüşen muharebe sahasına ve savunma sektörüne ayak uydurmak yenilikçi teknolojiler ile mümkün olacaktır. Savunma 4.0 ile yenilikçi teknolojilere erişim daha hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleşecektir. Savunma 4.0 , sahip olduğu teknolojik potansiyelle yeni ürünler elde etmeye, var olan ürünlerin kabiliyetlerini geliştirmeye ve gelişim için gereken süreyi kısaltmaya, artan güvenlik riskleri ile mücadele etmeye , verileri analiz etmeye ve gerekli blok zincirlerini oluşturmaya katkı sağlayacaktır.