Yedi Temel Adımda Kaizen Felsefesi
Hayatımızın hemen hemen her yerinde gördüğümüz sürekli iyileştirme ve geliştirme kavramları aslında Kaizen olarak adlandırılan bir olgudur. Sürekli daha iyiye ulaşmayı hedefleyen bir iyileştirme tekniği olan Kaizen, hayatın her köşesinde kullanılabilecek bir tekniktir.
Kaizen, Japonca’da iyiye doğru değişim anlamına gelir. “En iyi, iyinin baş düşmanıdır.” Kaizen kavramın baş sloganıdır. Masaaki İmai, bu felsefeyi ortaya koyan kişi olarak bilinir.
Kaizen için problemlerin önemi çok büyüktür. Çünkü problemin olmadığı yerde gelişim olmaz. Hem mevcut durumu koruma hem de gelişmenin hedeflendiği Kaizen felsefesi hayatımızın vazgeçilmez bir ilkesi olmaktadır.
Gündelik hayatımızda birçok problemle karşılaşırız. Bu gibi durumlarda her şeyi tartışmaya açmalı ve iyileştirme yapmak için çözümler aramalıyız. Hayatımızda karşılaşabileceğimiz bir probleme Kaizen felsefesi ile yaklaşarak bir çözüm getirelim.
Mesela dayanıklılık üzerine tasarlanmış bir sandalye hayal edelim. Fakat bununla yetinmeyip bu sandalye tasarlanırken ne gibi özellikler ekleyebiliriz, nasıl daha kullanışlı ve ergonomik bir hale getirebiliriz, müşterilerimizi daha çok nasıl etkileyebiliriz ya da nasıl yaparsak daha estetik görünür gibi sorular bizi Kaizen felsefesine yaklaştıran sorular olacaktır. Ancak asıl olay bu sorulara cevap bulmak değildir. Asıl hedef düşüncenin daha da geliştirilmesidir. Bu sorular ilham vererek bir sonraki tasarımın daha iyiye ulaşmasına yardımcı olur. Sınırsız ve sürekli olan bu gelişim, birçok işveren ve girişimci için yaşam biçimi haline gelmiştir.
Kaizen’in Yedi Temel Prensibi
- Problemin varlığını kabul edin.
- Çok para gerektirmeyen projelere odaklanın.
- Önce “kendi” problemlerinize bakın, “başkalarınınkine” değil.
- Tek ölçü ekonomik çıkar olmamasıdır.
- Önceliği saptayın. kalite, maliyet, dağıtım gibi ilkelere dayalı düşünün.
- Planla, uygula, kontrol et, önlem al (PUKÖ) döngüsünü takip edin.
- Doğru çözüm araçlarını kullanın.